| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

06.12.2005 Ebru Altın - netyorum.com / Sayı: 165

CLOSER: KARMAŞIK VE TEHLİKELİ İLİŞKİLER

İki çiftin aşk oyunları ve eş değiştirmeyi konu alan, diyaloglara dayalı, müthiş kadrolu ancak bir o kadarda gereksiz bir film seyretmeyi düşünüyorsanız eğer, buyrunuz sizi “Closer” yani daha yaklaş ismiyle gösterilen abuk ötesi filme alalım.
Her ne kadar closerla daha yaklaş arasındaki alakayı çözememiş olsam da belki benim anlamadığım noktayı birisinin veya birilerinin anlayacağını ümit ederek hayrına gerekli açıklamaları yapmasını bekliyorum. Buradan herkese duyurulur yani…

Sonuç itibariyle öyle yada böyle fuaye bitiminde “ne abuk bir filmdi bu böyle veya bu filme gitmek isteyen kimdi” tarzında alık alık birbirinizin yüzüne bakmak durumunda kalırsanız şimdiden söyleyelim de şaşırmayın. Ancak ortada şöyle de bir gerçek var ki o da argo dimağımıza bol bol küfür eklememize vesile olan film yapımcılarına büyük bir arzuyla teşekkür etmek isteğimdir.

Çünkü bilip de gün yüzüne çıkaramadığımız küfürlerimizi bu filmle birlikte bol bol kullanma fırsatı yakalamış olduk ki daha ne isteyelim dimi ama. Milletcek bu tarz konuşmalara meyilli olduğumuzdan hepimizin yüzünde gülücükler oluştu ki bununla kalsak gene iyi… Yakın arkadaşlar arasında bir zamanların popüler antremanım var sözcüğünü bile dama atacak kapasitede olan “ dün akşam ki performansım nasıldı” tarzında birde geyiğe sarmaca durumları var ki Allah Allah yani…

Daha fazla laf kalabalığı yapmadan birazcık da filmin genel konusuna baksak iyi olacak. Film, Patrick Marber’ın kendi oyunundan senaryolaştırdığı romantik komedi tadında başlıyor. Ölüm ilanları yazan gazeteci Dan bir trafik kazasında keşfettiği Alice’i hastaneye götürürken aynı zamanda bir ilişkinin adımını da atmış oluyor. Belli bir zamandan sonra da zaten bu ikiliyi çift olarak görüyoruz.

Eleman tabii o sıralar naif, sessiz sedasız bir tip halinde dolaşıyor. İlerleyen günlerde yakışıklı kahramanımızın psiko haline dönüşeceğini açıkçası bende dahil olmak üzere hiçbirimiz tahmin etmezdik herhalde. Ee sonuçta böyle olunca ağzımız 5 karış açık bir vaziyette “hopp brader ayıp abi yengeyle falan gelmiş” oluyoruz.

Tabii olaylar bununla da sınırlı kalmıyor. Kitabı için portre çektirirken Dan’i başka bir kadınla -ki o kadında birazcık Julia Robert oluyor- işve cilve pozisyonlarında buluveriyoruz. Böylece bu kimin eli kimin cebinde belli olmayan hikayeye daha sonradan fotoğrafçı olan Anna’da ekleniyor. En nihayetinde de zaten çember tamamlanmış oluyor.

Bu arada unutmadan birde doktor Larry var. Dan’in chat yaparken ağına düşürdüğü doktor Larry, gazetecinin tuzağına yakalanıyor ve bilgisayar ekranı başında konuştuğu kadın sanarak Annayla tanışıyor. Veee sonuçta Larry ile Anna’yı da kısa süre sonra çift olarak buluveriyoruz. Gerisini zaten az çok tahmin ediyorsunuzdur. Tam anlamıyla karmaşık ilişkiler topluluğu…

“- Hayatım bugün senden çok sıkıldım ben bir Dan’e uğramak istiyorum. Evet ya hep aynı hep aynı olmuyor bende şöyle ufkumu genişletmeyi düşünüyorum zaten!” tarzında muhabbetler. Oldukça large tipler yane… Vatan millet Sakarya hesabı kim kime dum duma…

Sonuç itibariyle şöyle bir toparlayacak olursak ben beklediğimin altında bir filmle karşılaştığımı açık yüreklilikle söyleyebilirim. Hatta onu da geçtim Julia Roberts gibi duru bir güzelliğe sahip bir hatunu bu tarzda karmaşık ilişkilerin revaçta olduğu bir filme yakıştıramadım doğrusu. Ne biliyim belki de bu zamana kadar hep kendisini masum rollerde izlediğimiz içindir. Ne dersiniz yanılıyor olabilir miyim sizce…

Öyle yada böyle filmi vasat ötesi bulanlar gibi iyi bulanlarda elbet çıkacaktır. Artık karar sizin tatlı keyfinize kalmış. Bize bu aşamadan sonra laf düşmez. Aranızda hala bu filmi seyretmeyen ama düşüncesi olanlarınız varsa şimdiden iyi seyirler demekten başka elimizden bir şey gelmez. Son olarak bol pop cornlu ve keyifli sinema günlerinde iyi vakitler geçirmeniz dileğiyle sevgiyle kalın diyorum ve gidiyorum…

Ebru Altın


netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)


Yorum Ekle Yorumları Listele
165. Sayı önceki yazı 165. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye