| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

24.11.2005 İlker Özlük - netyorum.com / Sayı: 164

NE ACAYİP...

Dün akşam iş gereği veya şöyle söyleyeyim, eğlence gereği, Karamürsel’de yazlık bir mekanın açılışına davetliydim, arkadaşlar sağ olsun bizleri unutmamış
katılımımız için istekte bulunmuş…

Bizde kendilerini kırmayıp birde eğlence ihtiyacı duyduğumuzdan dolayı katıldık, her şey iyi güzel aileler eğleniyor, yarın sınav gerginliğini atmak isteyenler derken… anons yapıldı… körfezin en güzel seslerinden sanatçımız sayın bayan bilmem kim… işte neyse bir alkış tufanı derken içeride ortam iyice hareketlendi ve “sanatçı” bayan bilmem kim herhalde kibarlık gereği olacak ki… masaların kendine özgü istek şarkılarını seslendiriyordu… ve sıra bizim masaya geldiğinde tam ağzımızı açacaktık ki…- Türk-sanat ve halk müziği yok onun haricinde ne istersiniz… evet onun haricinde de başka bir şey isteneceği de kesindi yani…

Ben anonsun yapıldığı gecenin ilk başladığı zamana gittim… anons körfezin en güzel sesi, sanatçımız sayın bayan bilmem kim üzerindeydi… vay be… körfezin sesi kesilmiş gibiydi… Birden ne için sanat yapılıyordu bu ülkede ve kimlere sanatçı deniyordu gibi bir soru kurcaladı kafamı… aslında bununla ilgili yorum yapmak istemiyorum… işte sanat, işte sanatçı her şey bu ülkede var, hatta fazlasıyla var, burada kötü olan reklam yapan insanların abartma ve kabartma sanatı kullanarak yapmış oldukları yalan yanlış tanıtımlar işte… veya bazı değerler üzerinde değişiklik yaparak bu ülkenin kendine has güzelliklerini basite indirebiliyorlar, fazla uzun bir zaman değil…gecenin sabahında Orhangazi’ye dönüyordum ki, radyoda bir hamburger firmasının reklamı, yabancı firma Türk-film repliklerinin değişik ve alaycı bir tarzı ile tanıtılıyordu… ne oluyordu, bu reklam alemine acaba, sonra başka bir banka reklamı, bir halk müziğinin yine farklı bir versiyonunu belli yerlerini değiştirerek içinde tamamen insanların değer yargılarınla oynayarak etki altına alma senaryosu, İnsanlar bizim modern zamanlara ayak uydurma olayımızı tamamen yanlış anlamış durumda veya farklı bir senaryo uyguluyorlar… bizim kendimize özgü bütün “ulus” değerlerini yitirerek modern olabileceğimizi düşünüyorlar, düşünüyorlar çükü öyle olması için caba harcıyorlar…ve bunun için biçilmiş kaftan olan reklam kampanyalarını kullanıyorlar veya paranın direkt farklı yönden esiri durumuna düşmüş bazı reklam ajanslarını kullanıyorlar ve bu sayede ülkedeki her bir şeyin değişimini sağlıyorlar iyi ve kötü olabilecek her şeyden sorumlu hale geliyorlar…ve bunların diğer bir isminin “modernlik” olduğunu söylüyorlar… yüzde seksenlerin post-modern olduğu bir yerde ve sonuç toparlanması güç bir gençlik, değer yargılardan uzak ne istediğini bilen fakat o istediğinin ne olduğunu bilmeyen bir gençlik… yakında kimse bayramlarda ziyaret edilebileceği umudu ile evinde beklemesin çıksın dışarı bayramın tadını çıkarsın gibi bir sonuç doğa bilir bunun için yetişen nesil için bir şeyler yapılması muhakkaktır… sağlıcakla kalmanız dileği ile…

“Öğretmenler yeni nesil sizlerin eseri olacaktır” M. Kemal ATATÜRK

İlker Özlük,
e-posta:ilkerizm@yahoo.com


netyorum.com: (Bu metnin elektronik, basılı veya görsel yayın organlarında tamamen veya kısmen yayınlanması yazarının yazılı iznine tabidir. Aksine davranılmaması önemle rica olunur. Alıntı yapılmadan bu sayfaya link verilmesi için herhangi bir izin gerekmemektedir.)


Yorum Ekle Yorumları Listele
164. Sayı önceki yazı 164. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı  
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye