|
"Yansımalar" 13.11.2003 Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 148
İçindekiler;
- Konu: Divx Oynatıcılar -2
- Konu: Takiye
- Film: Matrix Revolutions
- Film: Mystic River - Gizemli Nehir
- Film: Le Temps du Loup - Kurdun Günü
- Film: Donnie Darko
- Söz: Jules Renard
- Söz: Mustafa Kemal Atatürk
KONU: DIVX OYNATICILAR - 2
Geçen sayıdaki yazımda donanımsal Divx
oynatıcılar ile ilgili bir mikta bilgi vermiştim. Bir okurumdan çok güzel bir
katkı geldi, bazı yanlış anlamaları düzeltiyor ve yeni bilgiler veriyor.
Divx oynatıcılarda alt yazı desteği var ancak bunun olması için bazı şartlar
var.
1. Film ve altyazı dosyası adı karakter sayısı önemli. max 8 karakter istiyor. -
Büyük olasılıkla hala DOS dönemindeki bir şeyler kalmış bir yerlerde -
2. Film ve altyazı dosyası adı aynı olmalı (film.avi ve film.txt/sub/srt gibi)
3. Cihazın tanıdığı altyazı formatı bilinmeli (TXT, SUB, SRT gibi)
4. Türkçe karakterlerde sorun var, "Ç Ş İ" gibi harflerde sorun var. Bunların
ayıklanması gerekebilir. Ayrıca font büyüklüğü de ayarlanamıyor.
Bu cihazlar şu anda yurt dışından geldikleri için Türkçe kullanım kitapları ve
menüleri yok. Bir miktar yabancı dil bilmeniz gerekiyor.
Bir diğer bilgi de, Vestel'in Divx oynatıcısının pazara sunulmak üzere olduğu.
İnternet sitesinde ve bayilerdeki broşürlerde bu cihaz görünüyor. 25 Kasım
2003'de mağazalarda olacağı belirtiliyor. Bu cihaz yukarıda saydığımız bazı
sorunları giderecek gibi duruyor. Ancak hangi divx formatlarını çözümleyeceği
henüz bilinmiyor.
Bu tür cihazlar için en önemli aranan özellik, içindeki yazılımın yenilenip,
yenilenemeyeceği. Eğer ilk alındığı şekilde sürekli kullanılması gerekecekse
hızla gelişen yeni yöntemlerle üretilen divxler okunamayacak. Ayrıca bir diğer
konu da ses formatı. Bunun da nasıl çözümlendiği önemli.
Ne şekilde olursa olsun, dvd ve vcd satışlarını düşüreceği kesin.
KONU: TAKİYE
Ne anlama geldiğini anlatmaya çalışmayacağım. Heryerde bunun yapıldığını
görmek hoş değil.
Görüş ve düşüncelerinizi saklamadan ifade etmek güzel bir davranış ancak
bunların arkasında durmanız gerek. Ben bunları sadece aramızda kalsın diye
yazmıştım, bu yazdıklarım bana ileride zarar verebilir diye düşünüyorsanız,
yazmayın ve başka kişilerin bilmesini engelleyin. Hem duyurup ardından da aman
ileride karşıma çıkarsa diye düşünüyorsanız, içinizde saklayın.
Efendim, zaman içerisinde kişilerin görüşleri değişebilirmiş, o zaman eskiden
söyledikleri karşılarına çıkarmış. "Söz uçar, yazı kalır" - ki, söz'de günümüz
teknolojilerinde artık kayıt edilerek, arşivleniyor. Görüş ve düşünceleriniz
değiştiyse, çıkar herkesin önüne niye değiştiğinizi anlatırsınız, ikna olan olur
ama önce kendinizi ikna etmeniz gerekir ki, karşınızdakilerde size inansın.
Kimler üstlerine alınırsa alınacaklardır. Bu şekilde davrananlar ve
davranmayanlar kim olduklarını biliyorlar!
FİLM: MATRIX REVOLUTIONS
İlk ikisini izlemiş, birincisini çok beğenmiş, yere göğe koyamamış,
ikincisinde ne olmuş böyle deyip, biraz eleştirmiştik. Üçüncüsüne gitme
nedenimiz ilk ikisini izlememiz ve iyi bir pazarlama ile zorunluluk
hissetmemizdi.
Wachowski kardeşler olarak bilinen Andy Wachowski ve Larry Wachowski'nin Matrix
serisinin son filmi "Matrix Revolutions".
Oyuncular; Mary Alice, Keanu Reeves, Laurence Fishburne, Carrie-Anne Moss, Hugo
Weaving, Matt McColm, Jada Pinkett Smith, Monica Bellucci, Lambert Wilson,
Harold Perrineau Jr., Harry J. Lennix, Clayton Watson ve Daniel Bernhardt. En az
bir bu kadar daha ismini yazmadığım oyuncu yer alıyor ve hepsinden de kalabalık
bir teknik efekt ekibi var.
Alice Reeves "The Devil's Advocate", "Feeling Minnesota", "A Walk in the
Clouds", "Johnny Mnemonic", "Speed", "Bram Stoker's Dracula", Fishburne 1994'de
En İyi Erkek Oyuncu Oscar ödülüne aday gösterildiği "What's Love Got to Do with
It", "Apocalypse Now", "Event Horizon", Moss "Chocolat", "Red Planet",
"Memento", Weaving "The Lord of the Rings: The Two Towers", "The Lord of the
Rings: The Fellowship of the Ring", Smith "Ali", "Scream 2", "The Nutty
Professor", Bellucci "Irréversible", "Asterix & Obelix: Mission Cleopatra",
"Like a Fish Out of Water", "L'Appartement", Wilson "Jet Set", "Hiver 54, l'abbé
Pierre", "Rendez-vous", Perrineau "Woman on Top", "Lulu on the Bridge", "Smoke"
filmlerinden anımsanabilirler.
Bir serinin üçüncü ve son filmini anlatmak ne kadar olası, önce ilk iki filmi
anlatıp, ardından bu filme bakmanız lazım. İlk iki filmi bildiğinizi
varsayarsak, makineler istila etmek üzere harekete geçmişlerdir, bunları
durdurabilecek bir kişi vardır; Neo. Bu arada filmle ilgili kaynaklara
baktığınızda, Neo'ya İsa, Ajan Smith'e de Şeytan yakıştırıldığını göreceksiniz.
Ne demekmiş yani, iyilerle kötülerin savaşı. Sonunu tahmin etmeniz kolay bu
durumda, kötülerin kazanması olası değil.
Üç filmi şöyle özetlemek olası;
Birinci film, %70 felsefe %30 teknoloji, ikinci film %50 felsefe %50 teknoloji,
üçüncü film %30 felsefe %70 teknoloji.
İzleyelim mi sorusunun yanıtı çok kolay; ilk iki filmi izlediyseniz ben ne
dersem desem izleyeceksiniz. İlk iki filmi izlemediyseniz ve güzel bir teknoloji
gösterisi ve bilimkurgu filmi izlemek istiyorsanız, kaçırmayın. Bu tarz bana
göre değil diyorsanız, bu filmi geçin.
İlk yarı ağır bir tempo, felsefi bir film, ikinci yarı gürültülü bir macera
filmi. Neyse sonunda bitti, makinelerin istilasından kurtulduk, programlar
kendilerini imha ettiler.
FİLM: MYSTIC RIVER - GİZEMLİ NEHİR
Hiç bir zaman arkadaş olmamışlardı ki ve iş kadınlarda bitiyor! "Mystic
River - Gizemli Nehir" filminin bitişinde ilk bunu düşündüm.
Dennis Lehane'nin öyküsünden Brian Helgeland'ın beyazperdeye uyarladığı filmin
yönetmeni Clint Eastwood.
Sean Penn, Tim Robbins, Kevin Bacon, Laurence Fishburne, Marcia Gay Harden ve
Laura Linney başrollerde.
Eastwood 1993'de "Unforgiven" ile En İyi Yönetmen ve En İyi Film Oscar ödülünü
kazandı. Aynı filmle En İyi Erkek Oyuncu Oscar ödülüne de aday gösterilmişti.
Yönetmenliğini yaptığı filmlere bakarsak; "Space Cowboys", "True Crime",
"Midnight in the Garden of Good and Evil", "Absolute Power", "The Bridges of
Madison County". Bunların hemen hemen hepsinde de rol almıştır.
Penn üç kez En İyi Erkek Oyuncu Oscar ödülüne aday gösterildi, 2002'de "I Am
Sam", 2000'de "Sweet and Lowdown" ve 1996'da "Dead Man Walking". Diğer filmleri
arasında, "Carlito's Way", "U Turn" var.
Robbins 1996'da "Dead Man Walking" ile En İyi Yönetmen Oscar ödülüne aday
gösterilmişti. Oyunculuğuna bakarsak; "Teh Shawshank Redemption", "High
Fidelity", "AntiTrust"
Fishburne 1994'de "What's Love Got to Do with It" ile En İyi Erkek Oyuncu Oscar
ödülüne aday gösterildi. "The Color Purple", "The Cotton Club", "Event Horizon"
diğer filmleri arasında.
Harden 2001'de "Pollock" 'taki oyunu ile En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu Oscar
ödülünü kazandı. "The First Wives Club", "Flubber" diğer filmleri arasında.
Linney 2001'de "You Can Count on Me" ile En İyi Kadın Oyuncu Oscar ödülüne aday
gösterildi. Diğer filmleri arasında "Congo", "The Truman Show", "Absolute
Power", "Primal Fear" ve "The Mothman Prophecies" yer alıyor.
Bacon'ı ise "A Few Good Men", "Murder in the First", "Sleepers", "Wild Things"
filmlerinden anımsayabilirsiniz.
Filme gelirsek, üç çocuk mahallelerinde oynarken bir tanesi kendilerini polis
olarak tanıtan kişilerce kaçırılır. Bu kaçırma esnasında başından geçenler tüm
yaşamını etkileyecektir. Yıllar sonra üç arkadaş yine bir araya gelirler, bir
tanesi polis olmuş, bir diğeri karanlık işlere karışmış, diğeri ise sıradan bir
yaşam sürmektedir. Ancak karanlık işlere karışan arkadaşın kızının öldürülmesi
ve şüpheler bu üçlünün çocukluklarındaki gibi ayrı düşmelerine neden olur.
Temposu biraz yavaş gözükse de ilginç ve güzel bir film. Çocukluk çağında
yaşananların insanların tüm yaşamını ne kadar etkilediğini, evliliklerde
çiftlerin birbirlerine güvenip güvenmemelerinin sonuçlarını aktarıyor ve
başarılı da oluyor. İzlenebilir. Filmin oyuncu kadrosuna bakarsanız zaten
ahbaplar arasında çevrilmiş bir film olduğunu ve hepsinin iyi performans
göstereceklerini tahmin edebilirsiniz.
FİLM: LE TEMPS DU LOUP - KURDUN GÜNÜ
İngilizce ismi ile "Time of The Wolf", yönetmen Michael Haneke'nin "Le
Temps du Loup - Kurdun Günü" filmi. Yönetmenin Haneke olduğunu gördüğümüzde
nelerle karşılaşacağımızı biliyoruz, vahşet, kan, duyguların sınırsız
açıklaması.
Başrollerde Isabelle Huppert, Beatrice Dalle, Brigitte Roüan, Lucas Biscombe ve
Anaïs Demoustier yer alıyor.
"The Piano Teacher", "Code Unknown" ve "Funny Games" Haneke'nin hemen aklınıza
gelecek filmleri. Bu filmlerle üç kez Cannes'da Altın Palmiye'ye aday
gösterildi. İzleyiciyi şok edecek sahne çekimleri ile anımsanır. Her filminin
sonunda aklınızda kalan en az iki sahne vardır.
Huppert 1978'de 2001'de Cannes Film Festivalinde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü
kazandı. Ayrıca 11 kez Cesar ödüllerinde En İyi Kadın Oyuncu ve En İyi Yardımcı
Kadın Oyuncu ödüllerine aday gösterildi. 1996'da "La Cérémonie" ile de En İyi
Kadın Oyuncu Cesar ödülünü kazandı. Diğer filmleri arasında, "Violette Nozière",
"The Inheritance", "Lady of the Camelias", "8 Women".
Dalle 1987'de "Betty Blue" ile En İyi Kadın Oyuncu Cesar ödülüne aday
gösterildi. "Six Days, Six Nights" bir diğer filmi.
Dünyanın herhangi bir bölgesindeki ülkede insanlar şehirleri terk ederek kırlık
alana gitmektedirler. Dört kişilk bir ailede bunu izleyerek dağ evlerine gitmeye
karar verirler. Ancak evde karşılaştıkları olaylar ile birlikte yaşamları
tamamen değişecektir.
Haneke yine izleyiciyi rahatsız edecek görüntüler eşliğinde insanların gizli
duygularını gözler önüne seriyor. Yaşamın acımasızlığını vurguluyor. Bu filmde
öncekilere göre biraz daha fazla kan var. Şaşırtmayı seviyor yönetmen ve bunda
da başarılı oluyor. Sinema sanatı ile ilgiliyseniz izleyin, standart sinema
izleyicisi için uygun değil.
FİLM: DONNIE DARKO
Yönetmen Richard Kelly'nin 2001 senesi filmi "Donnie Darko" 'yu
sinemalarda gösterime girdiğinde izleyememiştim. O kadar çok kişiden güzel
olduğu ve izlenmesi gerektiğini duyunca dvd sürümünü izledim. Bu kararımın
isabetli olduğunu görüyorum. Karışık, izlenmesi kolay olmayan ancak keyif alınan
bir film.
Başrolde Jake Gyllenhaal yer alıyor.
Kelly genç bir yönetmen, önümüzdeki dönemde de kaliteli filmlerini göreceğimizin
işaretini veriyor.
Şizofren Darko sürekli halüsinasyonlar görmektedir ancak bunların sanal mı
gerçek mi olduğunu, paralel dünyalarda mı yaşandığını çözmeniz kolay değil. Bir
nevi bitişi tekrar başlangıcı olan bir film. Fragmanlarında gördüğünüz tavşan
tiplemesi, filmi izlediğinizde farklı bir anlam kazanıyor ve fragmanlarda
yansıtılan karanlık atmosfer yok.
DVD sürümünün bir avantajı var, filmi normal sinema versiyonunda izlediğiniz
gibi yönetmenin ve oyuncuların yorumu ile de seyredebiliyorsunuz. Bu yorumlarla
birlikte izlediğiniz taktirde verilmeye çalışılan mesajları ve filmin içeriği
daha iyi kavrıyorsunuz ya da kendi bulgularınızın doğruluğunu kontrol
ediyorsunuz.
Twilight Zone, David Lynh dediğimde bunlar size bir anlam ifade ediyorsa bu film
size göre eğer neden söz ettiğim sizi yoruyorsa bu film size göre değil. Bu
filmde birden fazla izlenmesi gereken kategoriden.
SÖZ: JULES RENARD
"Eğer hayata baştan başlayabilseydim, onu yine aynı şekilde yaşamak isterdim;
yalnızca gözlerimi biraz daha fazla açardım". - Jules Renard
SÖZ: MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
"Efendiler! Bir şeyin zarârıyla, bir şeyin imhâsıyla yükselen
şeyler, bittabi' o şeyden zarâra uğrayanı alçaltır. Hakîkaten Avrupa'nın bütün
ilerlemesine, yükselmesine ve medenîleşmesine karşılık Türkiye tam tersine
gerilemiş ve düşüş vâdîsine yuvarlana durmuştur. Artık vazîyeti düzeltmek için
mutlaka Avrupa'dan nasîhat almak, bütün işleri Avrupa'nın emellerine göre
yapmak, bütün dersleri Avrupa'dan almak gibi BİR TAKIM ZİHNİYETLER BELİRDİ.
Halbuki HANGİ İSTİKLÂL VARDIR Kİ ECNEBÎLERİN NASÎHATLERİYLE, ECNEBÎLERİN
PLANLARIYLA YÜKSELEBİLSİN? Târih, böyle bir hâdiseyi kaydetmemiştir!" -
Mustafa Kemâl Atatürk / 6 Mart 1922, T.B.M.M.
Niçin görüşlerinizi iletmiyorsunuz? E-posta adresim aşağıda.
Katkılarınızla daha iyi olacağını garanti edebilirim.
M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
e-posta:
sinanoym@triosh.com
|