| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Yansımalar" 14.02.2002 Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 104

İçindekiler;

  • Konu: Düştü, Düşecek
  • Konu: Ne Bereketli Günmüş
  • Konu: Compex Digital 2002
  • Film: Mickey Blue Eyes
  • Söz: John Wayne

KONU: DÜŞTÜ, DÜŞECEK

Geçenlerde içinde bulunduğumuz durumu konuştuğum bir arkadaşım güzel bir benzetme yaptı.

"Yüreğim ağzına geldi" duygusunu her an yaşayacakmış gibi davranıyoruz.

Bir kül tablası düşünün. Masanın üstünde duruyor. Muzip birisi kül tablasını sürekli olarak masanın kenarına doğru itiyor. Masanın kenarına gelene kadar müdahale etmiyoruz. Eğlenceli vakit geçirdiğimizi belirtecek şekilde düşüncelerimizi aktarıyor, hatta daha ne kadar kenara gidebileceği konusunda tahminlerde bulunuyoruz.

Kül tablasının yarısı masanın kenarını geçince ne zaman düşeceği, ittirenin ne kadar cesur olduğu hakkında bahis oynayabiliyoruz.

Hatta bir diğer konumda kül tablasını ittiren, "Bak, düşürürüm haa, ona göre" dediğinde, "Sen de o cesaret yok, yapamazsın" diye de ortamı gerebiliyoruz.

Ha düştü ha düşecek derken, son bir hamle ve kül tablası yerde. Her yer battı. Temizlemesi bize kaldı yine. Oyunu oynayan kenara çekilmiş izliyor.

Günlük yaşantıda karşılaştığımız pek çok olayda ne oyun oynayan ne de üstüne oyun oynanan olmayalım. Planlı programlı, kişilere saygılı davranışlarda bulunalım.


KONU: NE BEREKETLİ GÜNMÜŞ

Bu yazıyı 14 Şubat Sevgililer Günü vesilesi ile yazmak istedim ancak medyanın anlı şanlı kalemleri o kadar çok yazdılar ki, bana ekleyecek fazla bir şey kalmadı.

O kadar reklam yapıldı ki, her konuda, her sektöre hediye önerileri o kadar çeşitlendirildi ki, "Ne Bereketli Günmüş" demek zorunda kaldım.

Bilişim sektörünün yedek parça satan kuruluşlarının "Sevgililer Günü" kutlamaları ile ne ilgisi var. Her halde hediye olarak "Yazıcı şeridine bağlanmış CD şeklinde kolye" ya da "İşlemci veya hafıza'dan küpe" alabilirsiniz.

Hadi, bir de Kurban Bayramı Kampanyası yapın.


KONU: COMPEX DIGITAL 2002

COMPEX DIGITAL 7. Ev ve İş Yaşam Teknolojileri Fuarı, 7-10 Şubat 2002 tarihlerinde gerçekleştirildi.

Sayısal fotoğraf ve video işleme konusunda aradıklarımdan fazlasını bulduğumu söyleyerek başlayayım. Eğer sayısal görüntü işleme konusuna meraklıysanız bu etkinliği izlediğinizi umuyorum. Türkiye'de bu konuda faaliyet gösteren şirketlerin sayısı ve ürünlerinin fazlalığı şaşırtıcıydı. Katılımcı firmaların beklentilerinin karşılandığını umuyorum.

Ferah bir ortamda üstüste yığılmadan standlar arasında dolaşmak olasıydı.

Bu tür ihtisas etkinliklerinde şirketlerin standlarda yer alan görevlileri bilgili kişilerden oluşturmalarında yarar var. Çünkü genelde izleyicilerin stand görevlilerinden daha bilgili olduğu durumlar ortaya çıkabiliyor. Bu da firmalar açısından artı puan değil.

http://www.compex.com.tr adresinden edinebileceğiniz bilgilere ben de şöyle bir göz attım. İlginç bir iki rakam vereyim.

Ziyaretçilerin %66'sı "Yüksek Okul" gözüküyor. Burada eğer soru "eğitim durumunuz" şeklinde sorulduysa farklı, "son bitirdiğiniz eğitim kurumu" şeklinde sorulduysa farklı değerlendirme yapmamız gerekiyor.

Ziyaretçi yaş dağılımı ise 21-35 yaş arası %64 oranını işaretliyor. 3'te 2'si ziyaretçilerin ki büyük bir oran. Çan eğrisine uyuyor.

Emeği geçenlere, etkinliğe katılanlara ve sponsor olanlara tebrikler. Bu dönemde bu tür zorlu bir etkinliğin altından başarıyla çıktılar.

Akıllı ev konusuna gelirsek; evin akıllı olması için her yerinde televizyon ve bilgisayar olması şart değil. Giriş kapısının uzay dizilerindeki gibi kayarak sizi gördüğünde açılması, odada ellerinizi çırptığınızda ışıkların yanması ya da sönmesi, internete kablosuz olarak evin her yerinden erişilebilmesi, buzdolabına diyet yaptığımı söylediğimde aldığım yiyeceğin uygun olmadığını belirtmesini bekliyordum. Göremedim. Son söz; "Akıllı Evin basın duyurusunda belirtilen tüm cihazlar hakikaten o evde var mıydı?". Eğer varsa, herkese göstermiyorlardı büyük bir olasılıkla.


FİLM: MICKEY BLUE EYES - BELALI AŞK

İki sene önce sinemalarda gösterime girmiş ancak o dönemin film çokluğunda izleyemediğim "Mickey Blue Eyes - Belalı Aşk" filmini televizyonda izleme fırsatı buldum.

Yönetmenliğini Kelly Makin'in yaptığı filmin başrollerinde Hugh Grant, James Caan ve Jeanne Tripplehorn yer alıyor.

Grant "Notting Hill", "Four Weddings and a Funeral", "Bridget Jones's Diary", Caan 1973'de En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar ödülüne aday gösterildiği "The Godfather", Tripplehorn "Sliding Doors" filmlerinden anımsanabilir.

Genç adamın sevdiği kız ailesinin yasadışı işlerden para kazandığını söyleyemediği için evlenme teklifini kabul etmez. Ancak, hayır yanıtını kabul etmeyen adam kızın babasının işlettiği lokantaya giderek tanışır. Burada ser verip sır vermeyen bir görüntü çizen babayla tanışan genç adam zaman ilerledikçe yeraltı dünyasını anlamaya başlayacaktır.

Güzel, rahat izlenebilir bir komedi. Televizyonda yakalarsanız seyredin.


SÖZ: JOHN WAYNE

"Yarın, yaşamdaki en önemli şeydir. Bize gece yarısı çok temiz bir halde gelir. Geldiğinde mükemmeldir ve kendisini bizim ellerimize bırakır. Dünden birşeyler öğrendiğimizi umut eder". John Wayne


Niçin görüşlerinizi iletmiyorsunuz? E-posta adresim aşağıda. Katkılarınızla daha iyi olacağını garanti edebilirim.

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
e-posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
104. Sayı önceki yazı 104. Sayı sonraki yazı
Yazarın Önceki Yazısı Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye