| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Yansımalar" 01.01.2000 Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 1

HOŞGELDİN 2000

2000’li yılların ilk günlerinde internet ortamında fikir ve düşüncelerimi sizlerle paylaşacağımı uzun süre düşünsem aklıma getiremezdim. Ancak gelişmeler bunu oluşturdu. Bu sayfaların hangi amaçla hazırlandığını giriş sayfalarında okumuş olmalısınız. Önümüzdeki dönemde gelecek katkılar sonucu içeriğinin genişleyeceğini, toplumun tüm kesimlerini daha yakından kavrayacağını görmeyi diliyorum. "netyorum.com" 'daki köşemin adı yukarıda köşede göreceğiniz gibi "YANSIMALAR".

Yeni bin yıl'ın (Milenyum) başlayıp, başlamadığı konusunda o kadar çok tartışma gündemdeki, bu konuya ben tekrar değinmeyi gerekli görmüyorum. Ancak belirtmeden geçemeyeceğim. Milenyum ne zaman başlarsa başlasın 2000'li yıllar hepimize, tüm insanlığa sağlık, başarı, mutluluk ve barış getirsin.

1900'lü yılların sonunda ülkemizin başından büyük felaketler geçti. Henüz yaraların sarıldığını söylemek olası değil. Mevsimlerin bile değiştiğini farkediyoruz. Sonu nasıl olacak kestiremiyorum. Dünya'nın doğal dengesinin bozulduğunu herkes gözlemliyor. Güzel günlerin bizleri beklediğini söylemek sanki biraz fazla iyimserlik gibi duruyor. Yine de güzel günlerin bizim olacağını dileyelim. Elele verdiğimiz taktirde altından kalkamayacağımız sorun olmayacağını aklımızın bir köşesinde bulunduralım. Ekip çalışması, dayanışma herşeyin üstesinden gelecektir.

* * * * *

Araya Bilişim Kurultayı için önceden hazırlanan yazılar girince, bu hafta iki film, önümüzdeki hafta da iki film hakkında açıklama yapmak gerekli oldu.

İlk filmimiz “Fight Club - Dövüş Kulübü”. David Fincher'in yönetmenliğini yaptığı filmin başrollerinde, Brad Pitt, Edward Norton ve Helena Bonham Carter yer alıyor. Fincher'i "Se7en" ve "The Game" filmlerinden anımsayacaksınız. Film, Chuck Palahniuk'un aynı adlı eserinden Jim Uhls tarafından beyaz perdeye uyarlanmış. Müzikler "The Dust Brothers" tarafından hazırlanımş ve heavy metal türünde. Pitt, "Meet Joe Black", Norton, "American History X" filmlerinden anımsanabilir.

Filmin konusunu aktarmaya kalktığım taktirde o kadar çok ipucu vereceğim ki, filmi seyretmekten zevk almayabilirsiniz. Sadece adını dikkate aldığınızda kavga sahnelerinin yer aldığı bir film olarak düşünülebilecek film, son derece derin ve gizemli bir felsefi düşünceyi içerisinde barındırıyor. Tamam, kabul etmek gerekir ki vahşi dövüş sahneleri mevcut. Herkesin seyretmesi için uygun değil. Çok kısa söz etmek gerekirse, bir ofiste çalışmakta olan Norton, Pitt ile tanıştıktan sonra dünya ile hesaplaşmak üzere dövüş kulübü adını verdiği bir organizasyon kurar. Filmin sonunda müthiş bir sürpriz sizi bekliyor.

"Herşeyi kaybettikten sonra, dilediğini yapmakta serbest kalırsın". Akılda kalan bir cümle. Son senelerde seyrettiğim en ilginç filmlerden.

İkinci filmimiz ise, Nelson Deville'nin aynı adlı eserinden Christopher Beetolini tarafından beyaz perdeye aktarılmış, yönetmenliğini Simon West'in yaptığı “General’s Daughter - Generalin Kızı”. West'i en iyi anımsayacağımız film "Con Air". Başrollerde, John Travolta, Madeleine Stowe, James Cromwell, Timothy Hutton ve Leslie Stefanson yer alıyor.

Üst kademede görevli bir general'in kızı da asker olarak görev yapmaktadır. Generalin emekli olmasına kısa bir süre kala kızı işkence görerek, öldürülür. Bunu araştırmakla görevli iki uzman, olayın generalin kızının Amerika'daki West Point askeri akademisinde okurken başından geçen bir tecavüz olayı ile ilgili olduğunu ve bu olaydan ötürü kızın değişik cinsel fantezileri olduğunu öğrenir.

Generalin herşeyi ailesinin üstünde tutması, askeri disiplinin zarar görmemesi için kızını feda etmesi son derece çarpıcı bir şekilde işlenmiş. Yüksek tempoda devam eden film, zamanın nasıl geçtiğini izleyiciye hissetirmiyor. Sezonun izlenebilir güzel filmlerinden.

* * * * *

Meraklılar için ilginç bir not. Bilişim'99 etkinliklerinin kapanışında Koç Sistem tarafından izleyicilere hediye edilen Rama Dev Jager ile Rafael Ortiz'in yazdığı "Devlerin Arasında" isimli kitabın İngilizce ismi, "In The Company of Giants" 'dır.

* * * * *

Geçelim bir başka konuya. 20.4.1999'da BT/Haber'in 214. sayısında çıkan yazıda demişim ki; "Bazı bankalar teknolojiyi gerçekten başka şekilde kullanıyorlar. Geçtiğimiz günlerde postadan bir mektup geldi. Kredi kartını kullandığım bankadan gönderilmiş. İçinden çıkan mesaj; “Kredi kartı ile yaptığınız harcamalar arasında sağlık kuruluşlarına ödemeler gördük. Önemli bir sağlık problemli olmadığını diler, geçmiş olsun dileriz”. Geçirdiğim bir rahatsızlığın doktor ve tahlil ödemelerini kredi kartı ile yapmıştım. Banka bunları görünce mesaj göndermiş. Nazik bir düşünce. Bilgisayarlarla takip ediyor da olsalar, güzel bir uygulama."

26.12.1999 tarihli Hürriyet Gazetesinin 12.sayfasında ekonomi köşesinde "Pamukbank'tan geçmiş olsun kartı" başlıklı yazı bu konuya değiniyordu. Haberiniz olsun. Bazı haberleri benim yazılarda daha çabuk öğrenebilirsiniz.

* * * * *

Alman filozof Arthur Schopenhauer'den (1788-1860) bir alıntı; "Beni kaygılandıran bir şey olmaması beni kesinlikle kaygılandırır".

Herşeye şüphe ile bakmak, yarısı dolu bir bardağa ama diğer yarısı boş demek, olumsuzlukların üstüne dünyayı inşa etmek yaşamdan alacağımız zevki azaltmaz mı?

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
1. Sayı önceki yazı 1. Sayı sonraki yazı
  Yazarın Sonraki Yazısı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye