| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

Sanat 06.04.2005 - netyorum.com / Sayı: 162

ÜÇ KİŞİLİK AŞK

'ÜÇ KİŞİLİK AŞK' adlı filmin çekimlerinde yağmur ve gözyaşı eksik olmuyor

Çekimleri bir süre önce başlayan yönetmenliğini Tunç BAŞARAN'ın, yapımcılığını Kadri YURDATAP'ın üstlendiği 'Üç Kişilik Aşk' adlı filmin setinde yağmur ve gözyaşı eksik olmuyor.

İki kadının, aynı erkeğe aşık olması ile başlayan süreçte, yaşanılan duygu dolu olayların anlatıldığı aşk filminde, başrolleri Yetkin DİKİNCİLER, Yeşim BÜBER, Gökçe YANARDAĞ, Binnur IŞIK ve Murat COŞKUNER paylaşıyor.

Filmin senaryo yazarı Özlem Saraç ayrıca, filmde oyuncu olarak rol alıyor. Tunç Başaran'ın teklifi üzerine 'Üç Kişilik Aşk'ın senaryosuna imza atan Saraç, filmdeki Sibel karakterini canlandırıyor.

1973 yılında İzmir'de doğan ve Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü'nden mezun olan Özlem Saraç, 'Benimle Evlenir misin?', 'Bir İstanbul Masalı' ve 'Efsane' adlı televizyon dizilerinde rol aldı.

Çekim Mekanları

Filmin İstanbul'daki ilk günkü çekimleri Üsküdar, Altunizade Capitol Alışveriş ve Eğlence Merkezi'ndeki çeşitli mekanlarda ve Capitol Specktrum 14 Sinemaları'nda gerçekleştirildi. Beyoğlu'nda Beyoğlu'nun simgesi olan tramvaylar, Çiçek Pasajı'ndaki Sev-İç Restoran, Okmeydanı'ndaki İstanbul Memorial Hastanesi, Bağdat Caddesi'ndeki Polonez Barbekü, Korukent'teki Siar Sigorta A.Ş., Bostancı'daki Çatana Restoran, Zekeriyaköy'deki bir yazlık ev, Feriköy Mezarlığı, Ortaköy, Arnavutköy ve Kalamış'daki çeşitli merkezler, kullanılan diğer çekim mekanları arasında yer aldı. Capitol Alışveriş ve Eğlence Merkezi'ne alışverişe gelenler, çekimleri meraklı bakışlarla izlediler ve fırsat buldukça oyuncularla sohbet ettiler. Annesiyle birlikte gezmeye gelen Aybüke adlı küçük kız, çekim süresince Yeşim Büber'in kucağından hiç inmedi. Zekeriyaköy'deki yazlık evde gerçekleştirilen gece çekimlerinde, yağmur makinesi kullanıldı. O sahnelerde yağmurun altında rol alan Yetkin DİKİNCİLER ile Yeşim BÜBER, yağan yağmurdan fazlasıyla nasibi alarak sırılsıklam oldular.

Çekimler, İstanbul'da ve İzmir'de gerçekleştirildi

'Üç Kişilik Aşk'ın İstanbul'daki çekimleri ÜsKüdar, Altunizade Capitol Alışveriş ve Eğlence Merkezi'ndeki çeşitli mekanlarda ve Capitol Spectrum 14 Sinemaları'nda gerçekleştirildi. Beyoğlu'nda Beyoğlu'nun simgesi olan tramvaylar, Çiçek Pasajı'ndaki Sev-İç Restoran, Okmeydanı'ndaki İstanbul Memorial Hastanesi, Bağdat Caddesi'ndeki Polonez Barbekü, Korukent'teki Siar Sigorta A.Ş., Bostancı'daki Çatana Restoran, Zekeriyaköy'deki bir yazlık ev, Feriköy Mezarlığı, Ortaköy, Arnavutköy ve Kalamış'daki çeşitli merkezler, kullanılan diğer çekim mekanları arasında yer aldı.

Gece çekimleri ve araba yanma sahneleri

Çekimlerin son günlerindeki araba kazası ve patlama sahneleri, araç geçişine kapalı bir yolda gerçekleştirildi. Filmde, Yetkin Dikinciler'in kullandığı aracın aynısı yapılan uzun araştırmaların ardından bulundu. Daha sonra sis makineleri kullanılarak sisli bir gecede araç havaya uçuruldu. Aracın içerisinden kurtulamayarak hayatını kaybeden diğer bir yolcunun yanma sahnelerinde kullanılacak giysiler ise, özel bir teknikle hazırlanarak oyuncuya giydirildi ve ardından yakıldı. Güvenlik için çekim boyunca ambulans ve itfaiye araçları hazır bekletildi.

Film ekibi, İstanbul'daki çekimlerin ardından İzmir'e hareket etti ve filmin son sahnelerinin çekimlerini İzmir'de tamamladı.

Keyifli bir ortamda çekimleri gerçekleştirilen 'Üç Kişilik Aşk'ta, oyuncularıyla sıcak bir çalışma atmosferi yakalayan ve sürekli düşünce alışverişinde bulunan yönetmen Tunç BAŞARAN, ilk çekim gününden itibaren, oyuncularına sözleriyle moral vermeyi ihmal etmedi.

Tunç Başaran'ın yönetmenliğini yaptığı 'Üç Kişilik Aşk' adlı filmi ile ilgili düşünceleri şöyle:

'Yapımcı Kadri Yurtadap birlikte, televizyonlara dizi, doksan dakikalık televizyon filmleri üretmek için bir çalışmanın içerisine girdik. Bu nedenle, doksan dakikayı aşmayacak çeşitli senaryolar araştırmaya ve tedarik etmeye başladık. Bunların arasından seçimler yaparak yeni projeler oluşturduk. Sonuçta, ilk yaptığımız filmin ve bu filmde de rolü olan Özlem Saraç'ın senaryosu beğenildi, beğenilince hazırlıklarını tamamladıktan sonra çekmeye başladık. İki haftada tamamlamayı planlıyoruz.
'Neden televizyon filmi' derseniz? Tabii sinema filmi ile televizyon filmi arasında çeşitli farklılıklar var, sinemacı bakışıyla da çeşitli farklılıklar var. Bu nedenle biz de, elimizden geldiğince, sinema tadında ve kaliteli bir televizyon filmi çekmek için çaba gösteriyoruz. Bir süre sonra, bu projenin devamı da gelecek ve başka filmler de imza atmayı planlıyoruz.

Oyuncuların filmle ve oynadıkları karakterlerle ilgili düşünceleri

'Aşk Üçgeni'nde Cem rolünü oynayan Yetkin Dikinciler'in, film ve filmde canlandırdığı karakterle ilgili düşünceleri şunlar:

'Filme, Cem karakteriyle başlıyorum, sonra bir kaza oluyor ve bir travma yaşanıyor. Cem evliyken ve eşinden henüz kendisinin bile bilmediği bir çocuk beklerken, bir kaza geçirip tamamen geçmişini kaybediyor. Annesiz, babasız, eşsiz. Anılarsız, hatırasız bir yaşama doğru yol almaya başlıyor. Cem'in psikolojik bir yolculuğu var. Filmin ilk bölümünde, sürpriz denebilecek bir şey. Sanki, bir evlilik, bir ilişki ve onun açılımı gibi başlıyor film. Romantik ama biraz çatışmalı. Problemli bir ilişkinin açılımları olacak gibi görünürken birden hayatı tepe taklak oluveriyor. Cem de şarampole yuvarlanan arabayla birlikte hayatını, tekrar şarampolden çıkıp anayola taşıyor ve anayolda artık yalnız, kimsesiz, yeni bir geleceğe doğru yolculuk yapmaya başlıyor. Burada, Rüya karakteriyle ki, kendisine bakan, sahip çıkan, öncelikle tıbbi olarak sahip çıkan, sonra da kalbiyle sahip çıkan Rüya ile, geçmişini değil belki ama, insanı vareden mutluluklardan birkaçını, özellikle en önemlisi 'aşk'ı yaşamaya başlıyor. Ama tabiki filmin en güzel yeri de, senaryoya da bence güzel bir düğüm atılmış, trajik bir çatışkı. Cem'in eski karısı onun öldüğüne inanmıyor, bir şekilde izini buluyor ve Rüya'yı trajik bir çatışmada bırakıyor doğal olarak. Artık, yeni sevdiği adamla gerçekleri yok sayarak yaşamaya devam mı edecektir, yoksa bir anne duyarlığıyla, karnında bir çocuk taşıyan eski eşine onu teslim mi edecektir? Bu soru işaretleriyle düğümler atılıyor ve seyirciyi de bu izlekte bir maceraya doğru sürüklüyor.

Rolü çok beğendim çünkü, bir oyuncu açısından psikolojik derinliği olan da bir rol. Bir yerde geçmişini arayan adam, ama geçmişini ararken geleceğini kurmaya çalışıyor. Hatta diyaloglardan birinde Rüya'ya, 'ben gelecekten değil geçmişten korkuyorum' diyor! Çok hoş bir cümle bu! İnsanlar, hep gelecek kaygısı duyarlar, gelecekten endişe ederler. 'Ne olacak, ne bitecek' diye'. Ama Cem, 'neydim' sorusunu arıyor 'ne olacağımı' değil.

Yani ilginç bir karakter Cem. Kendi adıma, Tunç Başaran'la böyle bir projede buluşmuş olmaktan gurur duyuyorum, kendimi şanslı sayıyorum.'

'Aşk Üçgeni'nde Rüya rolünü oynayan Yeşim Büber'in, film ve filmde canlandırdığı karakterle ilgili düşünceleri şunlar:

'Rüya, bir doktor. Cem, hafızasını kaybetmiş şekilde hastaneye geliyor. Bir şekilde hem hastanın sorumluluğunu alıyor hem de ondan etkilendiği için yardım etmeye çalışıyor. Ve evini ona açıyor. Bir tane kızı var ve tek başına büyütmüş onu, kocası başka birine aşık olup onları terk etmiş. Dolayısıyla ortada, yalnız başına hayıtını sürdüren yalnız bir kadın portresi var. Ancak, aşık oluyor ve aşık olduğu anda da ortaya adamın karısı ortaya çıkıyor. Onun bir ailesi olduğunu öğrendiği zaman çeşitli çelişkiler yaşıyor. Kaybetme korkusuyla, söyleyip söylememe ikilemi içerisine düşüyor. Kendisiyle bir anlamda hesaplaşıyor. Sonrasında da olması gerektiği gibi Cem'i gerçek karısına teslim ediyor.

Ben, Rüya rolünü severek oynuyorum. Çok sakin görünen bir karakter ama o sakinliğin içerisinde yaşamışlıkları ve aile problemleri de var. İç dinamiği ile dışarından görünen hali farklı Rüya'nın. Çelişiyor ve bazı yerlerde de bunun ipuçlarını görüyoruz. Oyuncu olarak beni eğlendiren bir durum. Keyif alıyorum, rolümden memnunum.'

'Aşk Üçgeni'nde Müge rolünü oynayan Gökçe Yanardağ'ın, film ve filmde canlandırdığı karakterle ilgili düşünceleri şunlar:

'Müge, Cem'le evli ve bebek bekliyor. Bana göre, küçük problemleri de olsa mutlu bir evliliğimiz var. Gergin bir günümüzde iş seyahatine çıkıyor ve bir kaza geçiriyor. O sırada, yoldan aldığı bir kişi vefat ediyor. Kendisi son anda kurutuluyor. Hafıza kaybına uğruyor. Hastaneye yatırılıyor. Fakat ölen kişiye, üşümesin diye benim hediye ettiğim paltoyu verdiği için onun öldüğünü düşünüyoruz. Kaybettikten sonra onu ne kadar sevdiğimi anlıyorum. Kocamın ölmediğine inanıyorum ve kendimi doğacak çocuğuma adıyorum. Tüm bu olaylar yaşanırken, bir gün bir alışveriş merkezinde kocamı görüyorum. Sonra gözden kaybediyorum. Ancak onun yanındaki kadınla, yani Rüya ile daha sonra başka bir yerde karşılaşıyorum. Onu sıkıştırıyorum. 'Yanınızda bir bey vardı o benim kocamdı' diye. En sonunda vicdanın sesini dinleyerek kocamı bana geri veriyor.

İşte! Çekimler bu atmosferde gerçekleşiyor. Şu ana kadar da çok keyifli geçti.'

'Aşk Üçgeni'nde Müge rolünü oynayan Özlem Saraç'ın, film ve filmde canlandırdığı karakterle ilgili düşünceleri şunlar:

'Sibel'i oynuyorum ben, Müge'nin arkadaşıyım. Pasör bir rol, en yakın arkadaşı. Ve Müge ile kolejden beri birlikteler. Her kadının yanında olan ve yedikleri içtikleri ayrı gitmeyen türden bir arkadaşlık var aralarında. Ona çok destek oluyor. İyi günde, kötü günde her zaman yanında olmaya çalışıyor. Ve onun kendisiyle ciddi bir biçimde yüzleşmesini sağlamak için çaba gösteriyor.

Sibel rolünü, özellikle ben oynamak istedim. Çünkü böyle yan roller daha zor. Ve bu da benim hoşuma gidiyor'

'Üç Kişilik Aşk' filminde rol olan oyuncularla ilgili bilgiler

Yetkin DİKİNCİLER (Cem):

Yetkin Dikinciler, 'Üç Kişilik Aşk' adlı filmde, bir trafik kazası sonrasında hafızasını yitirmiş, evli Cem adlı bir adamı canlandırıyor.

1969 yılında İstanbul'da doğan Yetkin Dikinciler, 1993 yılında M.S.Ü. Devlet Konservatuarı Tiyatro Bölümü'nden mezun oldu. Konservatuarda okuduğu yıllarda Bakırköy Belediye Tiyatroları'nda başladığı oyunculuk serüvenini Antalya, Diyarbakır ve İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda devam ettirdi. 'Kısasa Kısas', 'Ayrılık Müziği', 'Haydutlar', 'Bu Bir Rüyadır', 'Ölüm ve Kız' ve 'Kaygusuz Abdal' gibi tiyatro oyunlarında oynadı. Uluslararası iki projede yer aldı; Terzopoulos'un sahnelediği 'Herakles Üçlemesi' ve Özen Yula'nın yönettiği 'Uzakdoğu'da Emanet'te rol aldı. Turgut Yasalar'ın yönetmenliğini yaptığı 'Leoparın Kuyruğu' adlı filmiyle beyazperdeye adım attı. Berna Laçin'le birlikte 'Seni Yaşatacağım' televizyon dizisinde de başrol oynayan Yetkin Dikinciler, son olarak, 'Üç Kişilik Aşk' adlı televizyon filminde Cem karakteriyle karşımıza çıkacak.

Yetkin Dikinciler'in rol aldığı projelerden bazıları:
Bedel, (Film, TV)
Kısasa Kısas, (Oyun, Tiyatro)
Ayrılık Müziği, (Oyun, Tiyatro)
Haydutlar, (Oyun, Tiyatro)
Bu Bir Rüyadır, (Oyun, Tiyatro)
Ölüm ve Kız, (Oyun, Tiyatro)
Leoparın Kuyruğu, (Film)
Seni Yaşatacağım Dizi, TV)
Üç Kişilik Aşk, 2004, (Film, TV)

Yeşim BÜBER (Rüya):

Yeşim Büber, 'Üç Kişilik Aşk' adlı filmde, hastasına aşık olan, Rüya adında bir doktoru canlandırıyor.

Yeşim Büber, 1977 yılında Aydın'da doğdu. Diyalog ve oyunculuk eğitimi aldıktan sonra 'Nasıl Evde Kaldım', 'Kırık Ayna', 'Serseri Aşıklar' gibi televizyon dizilerinde rol aldı. Belli bir dönem başka işler de yaptı. Televizyon için, bir bilişim bir de sinema programı hazırlayan Büber, bu programların yapım aşamasında da çalıştı.
Genç oyuncu, 2003 yılında ilk sinema filmi olan 'İnşaat'ta rol aldı ve Nazife adlı genç bir kızı canlandırdı. Yeşim Büber, son olarak, 'Üç Kişilik Aşk' adlı televizyon filminde Doktor Rüya karakteriyle karşımıza çıkacak.

Yeşim Büber'in rol aldığı projelerden bazıları:
Aynalı Tahir, (Dizi, TV)
Dedelerimi Evlendirirken, (Dizi, TV)
Benim İçin Ağlama, (Dizi, TV)
Kırık Ayna, (Dizi, TV)
Serseri Aşıklar, (Dizi, TV)
İnşaat, (Film)
Arapsaçı, (Dizi, TV)
Üç Kişilik Aşk, 2004, (Film, TV)

Gökçe YANARDAĞ (Müge):

Gökçe Yanardağ, 'Üç Kişilik Aşk' adlı filmde, trafik kazası sonrasında kocasını kaybeden, ancak onun öldüğüne bir türlü inanmayan Müge adlı bir kadını canlandırıyor.

Gökçe Yanardağ, 1975 yılında İstanbul'da doğdu. 1991'de mankenliğe başladı. Başak Gürsoy Ajansi'na bağlı olarak devam ettiği mankenliği süresince Beymen, Vakko ve Deri Show gibi pek çok firmanın defilesinde yer aldı. İTKİB'le yurtdışındaki fuarlarda çeşitli defilelere katıldı. Reklam filmlerinde oynadı. 1996 Yılı Türkiye 4. Güzeli seçildi. Ülkemizi Japonya'da Miss İnternational yarışmasında temsil etti ve ilk on finalist arasında yer aldı. 1992 -93 Miss Model fo Turkey'e seçildi. Ayrıca BRT'ye 1999 yılında, 'Damak Tadı' isimli 110 bölümlük bir yemek programı hazırladı. Gökçe Yanardağ, son olarak, 'Üç Kişilik Aşk' adlı televizyon filminde Müge karakteriyle karşımıza çıkacak.

Gökçe Yanardağ'ın rol aldığı projelerden bazıları:
Deli Divane, (Dizi, TV)
Aşk Hırsızı, (Dizi, TV)
Günah, (Dizi, TV)
Kırık Ayna, (Dizi, TV)
Savunma, (Dizi, TV)
Aşk Meydan Savaşı, (Dizi, TV)
Gelin, (Dizi, TV)
Üç Kişilik Aşk, 2004, (Film, TV)

Özlem SARAÇ (Sibel):

Özlem Saraç, 'Üç Kişilik Aşk'' adlı filmde, Sibel adlı bir kadını canlandırıyor.

Özlem Saraç, 1973 yılında İzmir'de doğdu. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü'nden mezun olduktan sonra 'Benimle Evlerin misin?', 'Bir İstanbul Masalı' ve 'Efsane' adlı televizyon dizilerinde rol aldı. Özlem Saraç, son olarak, 'Üç Kişilik Aşk' adlı televizyon filminde Sibel karakteriyle karşımıza çıkacak.

Özlem Saraç'ın rol aldığı projelerden bazıları:
Benimle Evlerin misin?, (Dizi, TV)
Bir İstanbul Masalı, (Dizi, TV)
Efsane, (Dizi, TV)
Üç Kişilik Aşk, 2004, (Film, TV)


Üç Kişilik Aşk Set Foto2 (Yönetmen Tunç Başaran ve oyuncular)

ÜÇ KİŞİLİK AŞK
Yönetmen: Tunç BAŞARAN
Senaryo: Özlem SARAÇ
Görüntü Yönetmeni: Alper DERLİ
Müzik: Özkan TURGAY
Yapımcı: Kadri YURDATAP (MİNE FİLM)
Genel Koordinatör: Berna AKPINAR
Süresi: 90 dakika
Türü: Aşk
Oyuncular: Yetkin DİKİNCİLER, Yeşim BÜBER, Gökçe YANARDAĞ,
Binnur IŞIK, Murat COŞKUNER, Özlem SARAÇ

Konusu:
Cem'le Müge mutsuz bir evliliğe sahiptir. Evlilik yıldönümlerinin arkasından Cem, iş için arabasıyla İstanbul'a doğru yola çıkar. Yolda otostop yapan bir adamı arabasına alır. Yoğun sis nedeniyle araba kaza yapar. Cem kurtulur ancak otostopçu feci şekilde yanarak ölür. Ceset teşhis edilemeyecek halde olduğu için ölenin Cem olduğunu zannedilir. Cem ise, İstanbul'da bir hastanededir ve hafızasını yitirmiştir.
Cem, bir süredir kendisini tedavi eden Doktor Rüya'ya aşık olur. Rüya, boşanmış ve bir çocuk annesi dul bir kadındır. Diğer yandan da, Cem'in gözü yaşlı eşi Müge'de hamiledir ve Cem'in öldüğüne asla inanmak istememektedir....


Gökçe Yanardağ, Yeşim Büber, Özlem Saraç


Yeşim Büber, Gökçe Yanardağ, Yetkin Dikinciler


Yeşim Büber, Enginay Gültekin, Yetkin Dikinciler

 


 


Yorum Ekle Yorumları Listele
162. Sayı önceki yazı 162. Sayı sonraki yazı
Sanat Önceki Yazı Sanat Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye