| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | | www.netyorum.com |
|
"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 14.12.1999 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 4AŞIKış ayları geldi. Bazılarımız hastalıklardan korunmak için aşı olmaya başladı. Hemen aklımıza gelen grip aşısı. Önleyici olduğu söyleniyor. Peki, bilgisayar virüslerinden hastalık kapmamak için bir aşı mevsimi var mı? Bu aşı bağışıklık kazandırıyor mu? Bilgisayar virüslerini önlemek için bir aşı mevsimi olmadığı aşikar. Sürekli tetikte olmak zorundasınız. Doğal olarak bu yabancı ortamlarla bir alışverişiniz olduğunda geçerli. Günlük yaşamımızda olduğu gibi mikroplu ortamlara girmedikçe, hastalıklı kişilerle yan yana gelmedikçe hastalanma riskiniz azalıyor. Aynı şekilde bilgisayarınıza tanımadığınız kaynaklardan dosyalar yüklüyorsanız, bilgileriniz tehdit altında. Hatta, geçtiğimiz günlerde virüsler konusundaki bir efsane yıkıldı. Elektronik posta mesajları ile ekinde gelen dosyaları çalıştırmadığınız sürece virüs bulaşmayacağı düşünülüyordu. Ancak, yaygın olarak kullanılan işletim sistemi ve elektronik posta okuyucu yazılımının açığını tespit eden bazı kişiler, ön görünüm konumunda dahi elektronik posta mesajı ile sistemlere zarar vermeyi başarabildiler. “BubbleBoy” adı verilen ve elektronik posta ile gönderilen virüs, “virüs tarihinde ilk defa olarak” elektronik posta içinde gönderiliyor ve mesajın preview olarak görülmesinde dahi aktif olabiliyor. Gerçi bu sorun hemen fark edilip, önlem alındıysa da, bundan sonra bu tür elektronik posta yolu ile virüs gönderilebileceğini ispat etmesi açısından çok tehlikeli. Elektronik posta ekinde gelen dosyaları çalıştırdığınız taktirde sisteminize yapılacaklar, önlemini almadan ilişkiye girdiğiniz taktirde yaşayacaklarınızla hemen hemen aynı. Sonradan pişman olmamak için tedbirinizi alın. * * * * * Eddie Murphy ve Martin Lawrence’in başrollerini paylaştığı “Life - Müebbet Kuşları” isimli filmin yönetmeni Ted Demme. Komedi filmi olduğu düşünülse de, hüzünlü bir hikaye içeriyor. Bir dolandırıcı ve tesadüfen tanıştığı kişi bir oyun sonucu suçsuz olmalarına rağmen müebbet hapise mahkum olurlar. Film hapishanede geçirdikleri sürede başlarına gelenleri aktarıyor. Kırk sene sonra tamamen bir tesadüf eseri hapishane müdürünün yanında suçsuz oldukları ortaya çıksa da talihsizlik orada da yakalarını bırakmaz. Film maalesef keçi boynuzu gibi. Beş dakika gülebilmek için iki saate yakın izliyorsunuz. Oyuncuların performansları durumu biraz kurtarıyor. Yine de özellikle zaman ayrılacak bir film değil. * * * * * “Bilmek, bilmemenin zıttıdır. Herşey iki sınıfa ayrılır: Bilindiği zannedilenler ve bilinmeyenler. Bilindiği zannedilenlerin ardından koşmayız. Zira onları bildiğimizi sanırız. Bilinmeyenlerin ardından da koşmayız. Zira onları bilmeyiz ve hatta eğer, tesadüfen tam üstüne düşersek neyi bilmediğimizi kabul edemeyiz”. Yunanlı filozof Plato’dan bir söz. M.Sinan Oymacı
|
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye |