| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları

"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 18.11.1997 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 91

İŞ DİSİPLİNİ

İş disiplini, sorumluluk, çalışmak.

Görevlerin yerine getirilmemesi, işlerin takip edilmemesi durumlarında ne yapmak gerekiyor? Şirketlerin hemen hemen hepsinde, çalışan kişilerin neler yapacakları, yazılı olmasa da belirlidir. Yazılı olmaya başladığında işler biraz daha kolaydır. Ancak, bunu da, belirli bir büyüklüğün altındaki şirketlerden beklemek, biraz sınırlarımızı zorlamak oluyor.

Pek çok yöneticinin karşılaştığı olaylardan bir tanesi, yapılmasını istediği bir işin, sorumlu kişiler tarafından yapılmadığını fark etmesidir. Gerçekte, işin yapılıp, yapılmadığını takip etmek önemli olsa da, doğru kişiye, doğru işin verildiğinden emin olmak gerekiyor. Bunun içinde, iş tanımına uygun kişinin, doğru görevlere getirilmesi mevcut. Elinizdeki kadrolar yeterli değilse, kadronun niteliğini arttırmak için, ne yaptınız? “Mevcut kadro ile bu kadar yapılabiliyor” mazeretinin ardına saklanmak çözüm değil.

Çalışanların kendi bünyelerinde taşıdıkları sorumluluk duygusu burada devreye giriyor. Kısa yoldan köşe dönme fikri, o kadar yaygın ki, belirli yerlere gelmiş kişilerin, o yerlere gelebilmek için, ne kadar çok çalıştıkları göz ardı ediliyor. Hiç çalışmadan, en çok nasıl kazanırım, düşüncesinin hakim olduğunu üzülerek izliyoruz.

Pek çok kişiye, sürekli olarak yaptıkları bir işi, nasıl oluyor da devam ettirebildikleri sorulur. Kanımca bunun yanıtı; “Kişisel Sorumluk Duygusu”. Kendine saygısı olan bir kişinin, üzerine düşen görevleri yerine getirmek için yeterince çalışarak, çaba harcayacağına inanıyorum. Bunun için, yaptığı işe inanması şart. Yaptığı işe inanmıyorsa, sorun büyük demektir. Bir toplumda, her işin, toplumun bireyleri tarafından yapılması gerektiğine inanmak gerekir. Kişiler, becerileri doğrultusunda çalışırlar. Bizde, maalesef, gerçekçi olursak, her zaman bu kural işlemiyor.

İş müracaatlarında kişisel sorumluluk niteliğinin kontrol edilmesinde yarar var. Bunun, başkalarının işlerini yapmayı içermediğini göz ardı etmeyelim. Bazı kişilerde bu sorumluluk fikri o kadar üst düzeye yükseliyor ki, kendi yapmaları gerekmeyen işlere de karışıyorlar. Bu konuda en çarpıcı örnek; “Çalıştıkları şirkete herhangi bir yazılım aldıran kişilerin, alınmasına öncü oldukları yazılımla bir yere varamayacaklarını anladıklarında, kendi gayretleri ile başka metotlarla işleri yapmaları ve raporları üretmeleri.”

* * * * *

Pek çok bilgisayar kullanıcısının veya BBC izleyicisinin aşina olduğu bir karakter; “Mr. Bean”. Bilgisayar kullanıcıları nereden aşina diye sorarsanız; pek çok grafik kartı ile birlikte Mr. Bean’in maceralarını içeren bir CD veriliyordu. Bu CD’yi ayrıca satın almakta mümkündü. İngiliz televizyon dizisinden yola çıkılarak hazırlanan film, bugünlerde sinemalarda gösterime girmiş durumda. Rowan Atkinson ve Peter MacNicol başrollerde. Yönetmen Mel Smith.

Mr. Bean, New York’ta bir müzeye gönderilince ortaya çıkan komik hikayeler başarılı bir şekilde aktarılıyor. Oldukça iyi gişe hasılatı yapmış durumda. İngiliz komedilerini sevenlerin beğeneceği bir film. Harekete dayalı, günlük yaşamdaki sakarlıkları, yanlış anlamaları aktaran bir komedi. Gülmek için izleyebilirsiniz.

* * * * *

Hüseyin Batuhan’ın, Yapı Kredi Yayınları tarafından baskısı yapılan “Bilim ve Şarlatanlık” kitabından sonra, “Bilim, Din ve Eğitim Üzerine Düşünceler” isimli kitabı da yayınlanmış durumda. Okunması gereken bir kitap.

Çeşitli tarihlerde, muhtelif dergilerde çıkan yazıların bir arada sergilendiği kitabın, arka kapağında yer alan özeti aktarırsak; “Batuhan, bilime karşı ilgisizlik, belletme sistemine dayanan eğitim, Kuran kursları, İmam Hatip Liseleri ve yobazlığın dindarlığın yerini almasından yola çıkarak, karanlığa giden güzergahı inceliyor.”

* * * * *

Amerikalı mizah yazarı Kin Hubbard (1868-1930); “İlk anda başarıya ulaştıysanız, onu bir daha sakın denemeyin.”

M.Sinan Oymacı
TRIO Çözüm Evi Bilişim Hizmetleri A.Ş.
elektronik posta: sinanoym@triosh.com


Yorum Ekle Yorumları Listele
91. Sayı önceki yazı 91. Sayı sonraki yazı
Geçmiş Zaman Olur ki Önceki Yazı Geçmiş Zaman Olur ki Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye