| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | | www.netyorum.com |
|
"Harman köşesinde yayınlanmıştır" 05.11.1996 M.Sinan Oymacı - netyorum.com / Sayı: 82KÂŞİFBu hafta, başlıktan da göreceğiniz gibi, Microsoft'un "Explorer" ürününün, 3.0 sürümü hakkında bir şeyler aktarmaya çalışacağım. Windows '95 kullanmaya başladığımdan beri, Explorer 2.0 kullanıyordum ve Netscape ile karşılaştırdığımda, nelerin eksik olduğunu fark edebiliyordum. Özellikle, eğer, internet'te fazla zaman harcıyorsanız, dolaşırken yeni şeyler incelemek, haberleri takip etmek istiyorsanız, Windows for Workgroups kullanırken, Netscape ile beraber başka yardımcı yazılımlar, aynı şekilde, Explorer 2.0 ile de kullanılmak zorundaydı. 2.0'ın ardından gelen 3.0 sürümü, "Explorer" yazılımı ile, Microsoft, internet'te www dolaşımı yapmak, elektronik mesaj alışverişinde bulunmak, newsgroup'ları takip etmek isteyenlere, ihtiyaç duydukları işlemleri yapabilecekleri yazılımı, bedelsiz vermeye başlamış durumda. Internet'e bağlanan bir kişinin isteyebileceği hemen hemen herşey, tek programla elinizin altında. Üstelik işletim sistemi ile entegrasyonu da sağlandığı için, kullanıcı ara birimi sorunu yok. Netscape'i zor günler bekliyor. Microsoft, internet ile ilgili, son kullanıcıya gerekli olabilecek yazılımları, yan ürünü, bedelsiz dağıtıyor. Web sayfası hazırlamak isteyenlerin kullanabileceği, Frontpage' de bunların arasında. Son kullanıcılar açısından kısa dönemde, bu olanak ne kadar güzel gözükse de, uzun vadede nelerle karşılaşacağımız konusunda, kimse tahmin yapamıyor. Windows '95 'in çok satacağı kesin. Ardından gelecek, Windows NT 4.0 ile, versiyon yenileme günleri başlayacak. Bilgisayar kullanmaya ve araştırma yapmaya meraklı kişiler, yine de, istedikleri bazı şeyleri, "shareware" yazılımlarla yapmayı tercih ediyorlar. Özellikle, internet konusunda, son kullanıcıyı rahatlatacak, sorunlarına çözüm olacak, çok fazla uygulama mevcut. Bunların büyük bir kısmını, "www.shareware.com" adresinden temin edebilirsiniz. İyi sörfler. * * * * * Anladığım kadarı ile, Türkiye'yi çok yakından ilgilendirmeyen doğal afetler (hortum gibi), sinema izleyicisini cezbetmiyor. Buna karşı, uzaylıların Dünya'yı istila etmesi, herhalde daha olası gözüktüğü için, ilgi çekiyor. Bu haftanın ilk filmi "Twister". Yurt dışında ilgi toplayan bu filmi izlemek üzere sinemaya ulaştığımda, yer bulma açısından sorun olacağını düşünüyordum. Bir hafta öncesinde "Independence Day" filmine yer bulmak olası değilken, "Twister" için yer bulmak mümkündü. "Speed - Hız" filminden anımsayacağınız, Jan De Pont'un yönettiği filmde, Steven Spielberg'te yapımcılar arasında yer alıyor. Başrollerde, Helen Hunt ve Bill Paxton yer alıyor. Kısaca, hortum'ları daha erken teşhis ederek, bölge halkının uyarılmasını sağlamak için geliştirdikleri bir cihazı, hortumun merkezine yerleştirmek üzere yola çıkan bir ekibin yaptığı çalışmaları anlatıyor. Çok güzel görsel efektlerle süslenmiş film, başından sonuna izleyiciyi kavrıyor. Oyuncuların performansı ile müzikleri de unutmamak gerekiyor. Güzel bir gerilim ve macera filmi izlemek istiyorsanız, doğa olaylarına ilginiz varsa, bu filmi izleyin, kaçırmayın. İkinci filmimiz, "Multiplicity - Dördümüze Bir Eş". Harold Ramis'in yönettiği filmde, başrolü Michael Keaton ve Andie MacDowell paylaşıyorlar. Chris Miller'ın kısa hikayesinden uyarlanan filmde, Michael Keaton bir kişinin dört farklı kişiliğini ve yaşam tarzını aktarmaya çalışıyor. İşine, ailesine ve kendisine yeterli zamanı ayıramadığını düşünen, Keaton, bir doktorun yardımı ile, yaşamının her parçasında kendisinin yaptıklarını yapabilecek, kopyalarını yaptırıyor ve eğlence başlıyor. Oldukça komik bir film izlemek istiyorsanız, özel bir zaman ayırmanıza gerek olmadan gidebilirsiniz. Muhakkak izlenecek filmler arasında değil. Filmi izledikten sonra, Keaton'ın karısının, evin yanındaki kulübeye hiç uğramamasındaki mantık hatasını hiç düşünmeyin. * * * * * İngiliz bilim kurgu yazarı, Arthur C. Clarke'ın (1917-) sözlerini aktarmak istiyorum. "Eğer, uzun yıllar ve yüzyıllar, evrenin herhangi bir yerinde zeka sahibi yaratıkların bulunduğunu kanıtlayan bir haber almadan geçerse, bunun insani felsefe üzerine olan uzun vadeli etkisi çok derin ve belki de feci olacaktır. Hoşlanmadığımız komşularımızın olması bile, tamamen yalnız olmamızdan daha iyidir." Doğaldır ki, hoşlanmadığımız komşular, aynı zamanda düşmanımız oluyorlarsa, nasıl düşünmeliyiz sorusuna yanıt vermiyor. Bu durumda, komşusuz olmak daha iyi olabilir mi? M.Sinan Oymacı
|
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye |