| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | | www.netyorum.com |
|
Eğlence 13.06.2002 - netyorum.com / Sayı: 112
Adam; "Bu sabah kalktığımda kendimi o kadar kötü hissediyordum ki, 100 tane aspirin yutup, intihar etmeye karar verdim". Arkadaşı; "Ne diyorsun? Sonra ne yaptın? Anlaşıldığı kadarı ile vazgeçmişsin" - Hayır, vazgeçmedim ama ikinci aspirinden sonra kendimi daha iyi hissettim. "Uyanık" Genç adam iş müracaatında bulunmaya karar vermiş. Şirket işe eleman almak için sınav yaptığını, bir adayın daha bulunduğunu, ikisini de sınava tabi tutacaklarını söylemiş. İki aday sınavdaki bütün soruları yaptıktan sonra kağıtlarını teslim etmişler ve sonucu beklemey başlamışlar. Değerlendirmeyi yapan müdür; - Her ikinizde tüm soruları yapmışsınız. İkinizin de bir soruda hatası var dedikten sonra, genç adama dönerek, - Maalesef, sizi işe alamayacağız. Diğer arkadaş işe başlayacak demiş. Genç adam itiraz etmiş; "İkimizin de bir soruda hatası varsa, hangi kritere göre bu kararı veriyorsunuz?" Müdür; "Verilen doğru cevaplara göre, yanıtlayamadığınız soruları değerlendirdik" - Peki, yanlış yanıtlanan bir soruyla nasıl doğru adamı işe aldığınıza emin olabilirsiniz ki? - Diğer aday sorulan sorunun cevabına "Bilmiyorum" yazmış. Siz de "Ben de" yazmışsınız. "Bedeli Var" Bir doktor ve bir avukat akşma partisinde tanışmışlar ve sohbete başlamışlar. Ancak konuşmaları sürekli olarak doktorun yanına gelip, rahatsızlıklarından bahseden ve tavsiye isteyen kişilerce bölünüyormuş. Yaklaşık bir saat sonra, doktor avukata dönerek; - Gördüğüm kadarı ile kimse sizin yanınıza gelip, fikrinizi sormuyor. İnsanların bu tür partilerde size danışmasını nasıl engellediniz? - Çok kolay. İstedikleri soruların yanıtların verdim ancak ertesi sabah ofislerine faturamı gönderdim. Doktor bu fikri çok beğenmiş. Ertesi sabah bir gece önce kendisine soru soranların faturalarını hazırlarken, kapı çalmış. Doktor kapıyı açmış. Kapıda avukatın faturasını getiren postacı duruyormuş. "Korku" Büyükannenin çiftliğine tatile giden minik yavruya büyükanne kuyudan bir kovaya su doldurma görevi vermiş. Küçük çocuk kovayı alıp, kuyunun başına gitmiş. Tam kovayı kuyuya indirmiş ki, kuyudan yukarı doğru bakan iki iri göz görmüş. Bir anda kovayı yere atarak, eve kaçmış. Büyükanne çocuğu kovasız görünce sormuş; "Ne oldu, kova nerede?" Çocuk nefes nefese, bağırarak; "O kuyudan ben su dolduramam, büyükanne. Kuyuda büyük, yaşlı bir timsah var" - Aman yavrum, niye korkuyorsun. O timsah uzun senelerdir orada yaşar, çok uysaldır, kimseye zararı dokunmadı. Sen öyle korkunca, o senden daha fazla korkmuştur muhakkak. Hadi, git de su doldur gel. - Eğer o da benim kadar korktuysa, o kuyudaki suyu bir daha hiç kullanamayacağız demektir.
|
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye |