| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları


Bir Yıl Daha Bitiyor

 

Bir yıl daha bitiyor
İşte bu kadar duru, bu kadar yalın
Bu kadar el değmemiş
sıradan bir gerçeği daha kolları bağlı hayatımızın
Bir şiire nasıl dahil edilir bir yılın son günleri
Her sonda her başlangıçta ve her defasında
alır gibi bir başkasını karşımıza
Perdeler çekip, ışıklar söndürüp
Oturup yatağın içinde bir başımıza
Sorgulamak kendimizi
öğrenmek ikizin anadilini,ikinci belleğimizi
öğrenmek kendimizle hesaplaşmanın buzul ilişkilerini
Bu aynaların dehlizlerinde gezinirken görürüz
karanlık günlerimizin kenar süslerini

Biterken bir yılın son günleri
Biliyoruz takvimler belirlemez değişimin mevsimlerini
gençlik ikindilerini
kargınmış bir çocuktuk büyüdüğümüzden beri


Bir yıl daha bitiyor.
Düşlerim, tasalarım,
yarım kalmış onca şey, her yıl
Biraz daha kısalıyor bir öncekinden.
Bana mı öyle geliyor yoksa daha mı
hızlı ilerliyor zaman insan yaşlanırken.

Kırdım mı, incittim mi birilerini?
Kimleri kazandım, yitirdiklerim kimler?
Kendimi yeniledim mi, yaşadıklarımda?
Yeniden düşünmeliyim, dostluklarımı, ilişkilerimi.
Çoğalttım mı eksiklerimi?
Gözlerim çocukluk fotoğraflarımda mı kaldı?
Yitirdim mi yoksa masumiyetimi?

Borçlarımı ödedim mi?
Doğru seçtim miI soruların fiillerini?
Tırnaklarım kesilmiş, dişlerim fırçalanmış,
saçlarım taranmış,
Giysilerim ütülü, odam düzenli mi?

Ödünç aldığım kitapları geri verdim mi?
Geri verdim mi aldıklarımı;
Aşkları, dostlukları, sevgileri, güvenleri, bağları?
Kitaplara, sayfalara, satırlara borcumu ödedim mi?
Yokladım mı duygularımı
hâlâ sevebiliyor muyum insanları?

Ovmalı gümüşlerimi, bakırlarımı,
Cila geçmeli ahşaplarıma.
Ovmalı umutları. Saklı tutmalı gelecek inancını,
yarınları eksik etmemeli ağzımdan
hançer kıvamındaki O karamizah tadını.
Şimdi oturup uzun bir hasretlik mektubu yazmalıyım.
Sonra köşe başından bir demet çiçek alıp
öyle başlamalıyım akşama, yeni bir yıla.
Ama nedense her şeyin tadı dağılıyor ağzımda.
Bir sap çiçek mi taşısam yoksa ağzımın kıyısında?
Aydınlık rengi vursun diye gözlerimdeki buluta.

Murathan Mungan

Nisa Sunay
e-posta: nisasunay@gmail.com

 


Yorum Ekle Yorumları Listele
167. Sayı önceki yazı 167. Sayı sonraki yazı
Dostluk ve Sevgi Önceki Yazı  
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2006 İstanbul-Türkiye