PİŞMANLIK KÂBUSU
Savrukluğumun üzerini gözlerim
örttü...
Bu fani dünya yorulmadı mı hala?
Ne iştir ki ölüm uzakta...
Keder midir bu varlığın yasası?
Parmaklarımdan yükselen isyanı,
Gökyüzüne doğrulttuğumda,
Bir ses ki feryad-i
Bana bağırma diyor...
Oysa her bakışımda yıldızlara,
Parıltılı kenarlarına takılır düşlerim..
Mutluluk kaplar içimi ışıldarım...
Ve bir sır gibi saklarım bunu yüreğimde...
Kimse almasın yıldızları da benden diye...
Ama bir de bakmışım duman örtmüş tenimi..
Boşluğa doğru gelir sonra adım sesleri...
Oyun çığlıkları var havada sanki...
Bir kız mı fısıldıyor uzakta ne?
Bulutlar anlatır dertlerini bana o gece,
Alnıma dökerler gözyaşlarını...
Ben miyim bu dünyanın herkesi...
Ne olur o zaman, bırakın rüyaların ötesini..
Daha güneşin saçlarını bulup onlara tırmanacağım.
Vardığım zaman gök yüzüne,
Bir avuç sevgiyi yeryüzüne atacağım...
Bir gülücük yollayıp oradan insanlara,
Kendimi boşluğa bırakacağım...
Düşüşüm hafif olacak...
Yıldızlar haykıracak ardımdan...
Küsecekler kalplerine...
Güneş feth edecek dünyayı
Ama ben ölüme fırsat tanımayacağım...
Bulutların gözyaşları gibi,
Bir keder damlası olup
Acıların bağrına,
Toprağa karışacağım...
Bir zevk tanesi ile dünyaya gelmiştim...
Bir göz yaşı gibi ondan ayrılacağım
Tarık Altınsoy |