DOĞRU ZAMANDA VE DOĞRU YERDE
Tanrı, bizim, her zaman bir
şekilde, doğru zamanda, doğru yerde olmamıza izin veriyor...
Bir gece geç vakti, karanlık bir sokakta yürürken, yolun yanındaki
bir yığın çalılığın arkasından gelen çığlıklar duydum. Ne olup
bittiğini dinlemek için korka korka yavaşladım ve duyduğum şeyin
kesinlikle bir çırpınış sesi olduğunu farkedince panikledim.
Homurtular, boğuk çığlıklar,
itişip kakışmalar... Yalnızca birkaç metre ötemde bir kadın
saldırıya uğruyordu. Acaba müdahale etmeli miydim? Peki ya beni de
bir hedef olarak görürse?
Can güvenliğim için endişelendim ve o gece aniden karar değiştirip
eve gitmek için değişik bir güzergah seçtiğim için kendi kendime
lanet ettim.
Acaba sadece en yakın telefondan polisi arayıp sıyrılmalı mıydım bu
işten?
Bana hiç bitmeyecek gibi gelen aklımdaki çelişkiler yalnızca
saniyeler sürdü. Çığlıklar git gide güçsüzleşmeye başlamıştı. Daha
hızlı hareket etmem gerektiğini biliyordum. Ne yapmalı, nasıl
kurtulmalıydım? Ve sonunda karar verdim:
Tanımasam da bu çaresiz kadına sırtımı dönüp gidemezdim, hayatımı
tehlikeye atacak olsam bile...
Aslında ne cesur; ne de güçlü bir adamım. O cesareti ve gücü nerden
buldum bilmiyorum ama bir anda çalıların arkasına atılıp saldırganı
kadının üzerinden çektim. İtişip kakışırken yere yuvarlandık; birkaç
dakika boğuştuktan sonra adam elimden kurtulup kaçtı.
Soluk soluğa ayağa kalktım ve bir ağacın arkasında çömelmiş hıçkıra
hıçkıra ağlayan kadına doğru yöneldim. Karanlıkta tam olarak
göremediğim halde korkudan titrediğini hissedebiliyordum. Onu daha
fazla ürkütmemek için önce belli bir mesafeden konuşmaya çalıştım.
Sakinleştirici bir şekilde "Herşey yolunda. Saldırgan gitti, artık
güvendesin" dedim.
Uzun süren bir sessizlikten sonra, merak ve şaşkınlıkla "Baba, sen
misin?" dedi. İyice yaklaşınca karşımda duran, kızım Judy'ydi.
İnternet'ten
Çeviren: Çisem Çolak |