| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları


ANNE HARİKALAR DİYARINDA
 

Bir zamanlar, bitkin bir anne vardı. Anne, her gününü ailesinin ihtiyaçlarını gidermek için harcıyordu. Çoğu geceler yatağına o kadar yorgun yatıyordu ki nasıl uykuya daldığını hatırlamıyordu.

Sıra dışı bir gecede anne havada garip bir şey hissetti. O ve ailesi uyuduğunda, bir harikalar meleği en güçlü arzularını yerine getirdi. Ailesindeki hiç kimse garip şeyler olana kadar meleğin yaptıklarından rahatsız değildi. Saatin alarmı, saat yedide çaldı, ne erken ne de geç. Anne banyoya girdiğinde, buhar aynayı kapladı, çilek kokularıyla bezenmiş banyo onun için hazırdı, gül yaprakları suyun üzerinde yüzüyordu. Cennet kadar huzurlu banyosunu yaptıktan sonra saçını onun için Mısır prensi tarafından özel yapılmış keten havluyla kuruladı. Biraz sonra, ilahi sesleri mutfağa kadar izledi. Sesler açıkça anlaşılıyordu ''Oh! değerli anne huzur içinde ye''.

Önündeki masa bir kral ve varisleri için hazırlanmış gibiydi. En iyi yiyecekler en renkli porselen tabaklara yerleştirilmişti. Kahvaltı ziyafeti çocukların bir komplimanıydı, sadece harika pişirmemişler, daha çok çaba harcayarak ortalığı da temizlemişlerdi. Olanlara şaşırmış halde çocuklarının okul için hazırlanmalarını izlerken gözleri doldu. Çocuklar kendi öğle yemeklerini hazırlarken, kocası elinde bir vazo kır çiçeğiyle içeri girdi ve onları karısının eline tutuşturdu. Gökkuşağını andıran çiçeklerin yanında Londra’ya bir uçak bileti uzattı. Alnından nazikçe öptü ve harika bir ses tonuyla konuştu:

''Sevgili eşim, büyük emeğinin farkında değilim sanma, ne yaptığının farkındayım, bu öğleden sonrayı Londra'da geçir ve layık olduğun tüm kutsamaları kendine sun, dostum, arkadaşım, kutsanmış kişi"

Bütün Londra o uçaktan inene kadar ayakta durdu, dar sokaklarda annenin onuruna geçit törenleri düzenleniyordu. En iyi yemekleri yedi ''Kediler'''in yönetmeniyle dans etti, dünyanın her yerinden onun harikalığına ne kadar imrendiklerini söylemek için bir sürü insan geldi. Eve olan uçak yolculuğu harikaydı, anne bir yandan Elton John'un serenadını dinlerken, Fabio'da ona masaj yapıyordu. Anne sadece birinci sınıf yolcularına gösterilen ''As do as it gets'' adlı filmi izledi

Uçak indi ve anne düşünceli kocası ve değerli çocukları tarafından karşılandı. Çocuklarından biri:

“Anne bugün çok fazla yorulduğunu biliyorum, bu yüzden lütfen çantalarını taşıma onuruna ulaşmama izin ver'' dedi.

Kocası elini avucuna aldı ve ona olan ölümsüz aşkını belirtti. Ona; onlar ayrıyken, yani Londra’dayken geçirdiği zaman boyunca kendini bir engerek yuvasına atılmış gibi hissettiğini söyledi. Eve döndüklerinde tüm aile anneyi yatağa götürdü. Temiz ve yeni yıkanmış yatağında rahat olduğundan emin oldular. Bütün aile onu öpmek ve iyi geceler dilemek için oradaydı.

Bu arada harikalar meleği anneye göz kırptı. Melek, annenin bir gün olsun kendine değer verildiğini bildiğinden emindi.
 

İnternet'ten
Çeviren: Serkan Baysal

Not: Bu çalışmayı bize ulaştıran Sayın Doğugül Kan'a teşekkür ederiz.

 

Yorum Ekle Yorumları Listele
136. Sayı önceki yazı 136. Sayı sonraki yazı
Dostluk ve Sevgi Önceki Yazı Dostluk ve Sevgi Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye