MİDE'YE KARŞI İSYAN
Adamın biri bir gün rüyasında;
ellerinin, ayaklarının, ağzının ve beyninin midesine karşı isyan
ettiğini görmüş.
Eller: “Sen işe yaramaz tembel! Biz bütün gün çalışıyoruz;
testereyle kesiyoruz, çekiçle vuruyoruz, taşıyoruz, kaldırıyoruz,
akşam olunca da şişlikler, yaralar ve çiziklerle dolu olarak eve
geliyoruz. Eklemlerimiz ağrıyor, her tarafımız kirleniyor. Ya sen!
Bütün gün burada oturup, atıştırıp duruyorsun” demişler.
Ayaklar: “Evet aynı görüşteyiz. Bütün gün sağa sola yürümekten nasıl
ağrıyoruz. Sense hep tıkınıp duruyorsun.Tıkındıkça seni taşımamız
zorlaşıyor” demişler.
Ağız: “Evet doğru. O sevdiğin bütün yiyeceklerin nereden geldiğini
soruyorum. Onları çiğneyen benim. Ben bitirir bitirmez sen
yutuyorsun. Bu adalet mi?” diye bağırmış.
Beyin: “Peki ya ben? Burada olmak kolay mı sanıyorsun, senin bundan
sonra ne yiyeceğini düşünmek? Hala bunların hiçbir karşılığını almış
değilim.”
Ve böylece vücudun bölümleri hiç sesini çıkarmayan mideye karşı
şikayetlerini sürdürmüşler.
Beyin: “Benim bir fikrim var” demiş, “Hadi hepimiz bu tembel organa
karşı isyan edip, onun için çalışmayı bırakalım.”
Diğer tüm organlar “Harika!” demişler ,“Senin için ne kadar önemli
olduğumuzu sana göstereceğiz. Belki böylece biraz da olsa çalışmaya
başlarsın.”
Hepsi çalışmayı bırakmışlar. Eller, kaldırma ve taşıma işlerinden
vazgeçmiş. Ayak yürümemiş. Ağız, çiğneyip yutmayı bir süre bırakmış.
Beyin bu parlak fikirler için bir süre çalışmamaya karar vermiş.
Mide, aç olduğu zamanlardaki gibi biraz guruldamış önce ama bir süre
sonra sesi kesilmiş.
İsyan birkaç gün sürmüş. Gün geçtikçe adam kendini daha kötü
hissetmeye başlamış.
“Bu isyan bence daha uzamamalı, yoksa açlıktan öleceğim” diye
düşünmüş.
Bu arada eller, ayaklar, ağız ve beyin oldukları yerde günden güne
zayıflamaya başlamışlar.
Önceleri mideyi kızdırmak için biraz canlanıyorlarmış ama sonraları
onu yapmaya halleri kalmamış.
En sonunda adam ayaklarından gelen çok cılız bir ses duymuş.
“Acaba yanılıyor olabilir miyiz? Yoksa mide kendi görevini yapıyor
muydu?”
Beyin: “Ben de aynı şeyi düşünüyorum. Evet, yiyecekleri aldığı doğru
ama sonunda gene bize yolluyormuş” diye mırıldandı.
Ağız: “Hatamızı itiraf etmeliyiz. Mide; eller, ayaklar, dişler ve
beyin kadar görevini yapıyordu” demiş.
“O zaman hadi hepimiz iş başına” diye bağırmışlar.
Ve o anda adam uyanmış.
Ayaklarının yürüyor olması, ellerinin yakalayabilmesi, ağızının
çiğnemesi ve beyninin berrak bir şekilde düşünmesi onu rahatlatmış.
Kendini çok daha iyi hissetmeye başlamış.
Kahvaltıda midesini doldururken şöyle demiş:
“Bu bana bir ders oldu.Ya hepimiz çalışırız ya da hiçbir şey tek
başına çalışamaz”.
internet'ten çeviren: Doğugül Kan
e-posta: gul_kan@hotmail.com
|