| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları


MEKTUP -
GÜNLÜK YAŞAMIN İÇİNDEN


 

Biliyordum başladığında hiç bitmeyeceğini
Korkularımla yüzleşiyorum şimdi,
Ne bitmek biliyor
Ne de tükenmek,
Külleri çoktan savrulmuştu baharlara,
Tozu dumanı mı yuttum yoksa yıllarca
Ama işte...
Hep ama...
İstanbul’un ara sokaklarına tepeden bakarken
Bitişmiş yaşamlarında içinde
Yaşanmıştır muhakkak geçmişinde
Kendime itiraf da edemiyorum artık
Sadece derin derin nefes alıyorum
Bir de sigaramdan çekiyorum derin bir nefes
Yakında boğulmama az kaldı
Küller, dumanlar
Anılar ve anlatamadıklarım,
Hepsi beni boğuyor
Bazen gündüzlerim geceye karışıyor
Bazen gecelerime güneş doğuyor
En sevdiğim mevsimde, aylardan bahar yine
En sevdiğim güneş ve çiçekler zamanı şimdi
Hele hele insanı dirilten
Baharın sıcaklığına kanmışlığın
Kıştan kalan o soğuk havası
Mart ayında çiçek açmış erik ağaçlarının
Bahara küsüp yazın meyve vermemesi gibi
Ben de küstüm bahara
Hiçbiri kurtaramıyor
Bu güzel mevsime yüklenen anlamdan beni.
İçimde bir başka ben
Beni mutsuz etmeye ant içmiş sanki
Tasavvuftaki 4. Kapıya bir türlü ulaşamıyorum
Geçmişte yaşadığım mutluluğun önüne
Hiçbir gerçek ve güzellik geçemiyor.
Sanki hayatımda renkler kayboldu,
Benim dışımdaki rengarenk dünyada
Renksiz kaldım
Ne uzaktan gelen bir ud sesi
Ne vazoda duran kırmızı bir gül,
Bir şişe rakı
Ve balıkçılar çarşısı.
Ne; ilmek atılmış bir ip
Ne de bir kanser hastası
Hiçbiri geçmişe gitmemi engelleyemiyor
Geçen Pazar hepsini ziyaret ettim
Sarayın arka bahçesinde denize nazır bir mezarlık
Kuş sesleri ve denizden gelen motor sesleri
Ve karanfil kokan tütsüleri, belkide bana öyle geldi
Sevineyim mi ağlayayım mı şaşırdım,
Boğazın tepelerinde şakayıklar tomurcuklanmaya başlamış
Mart güneşine aldanmamış
Baharı müjdeliyor,
Mutlu muyum, mutsuz muyum anlayamadım.
Sevdiklerimi temelli kaybetmek
Onları özlemek içimi yakıyor
Zaman demişlerdi çare olarak
Ama yetmedi,
Sevdiğimi çok söyledim ama
Bir aşkolsun bile diyemeden....
Tüm sevdiklerim gitti,
Keşke naz yapsaydılar biraz
Keşke naz yapsaydım onlara
Küstürseydiler beni keşke
Kollarım canlarıma sarılamasa da
Yüreğimle sarılıyorum artık canlarıma,
Neden baharlar bu kadar güzelken
Kederler bu denli uzun...
Gözlerim kapanıncaya kadar sürecek galiba içimdeki bu hüzün
Ve geriye benden sevdalarım kalacak
Yaşarken hiç olmadığı kadar hür ve özgür...
 

Daruma - 3.4.2003
e-posta: daruma@netyorum.com

 

Yorum Ekle Yorumları Listele
130. Sayı önceki yazı 130. Sayı sonraki yazı
Dostluk ve Sevgi Önceki Yazı Dostluk ve Sevgi Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye