| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları


KIRMIZI GÜLLER

Kan rengi, kıpkırmızı güllere bayılırdı. Zaten onlarla adaştı da. Rose... 
Gül... Kocasının sevgili Rose'u... Her yıl Sevgililer Günü'nü kapının 
önünde bulduğu enfes fiyonklarla süslü kucak dolusu kırmızı güllerle 
kutlardı. Hiç aksamadan. Hatta, eşini kaybettiği yıl dahi kapısı 
çalınmış, gülleri kucağına bırakılmıştı..Tıpkı geçmişte olduğu gibi, 
küçük bir kartla birlikte. Her yıl güllere iliştirdiği karta aynı 
cümleleri yazardı: 
"Seni, geçen seneki bugünden, daha çok seviyorum..."
Birden, bunların son gülleri olduğunu düşündü. Önceden ısmarlanmış 
olmalıydı. Öleceğini nasıl bilebilirdi? Zaten her şeyi önceden 
planlamayı ve yapmayı severdi, yumurta kapıya gelmeden.
Gülleri özenle içeri taşıdı, saplarını kesti, vazoya yerleştirdi. Vazoyu 
da konsolun üzerine, eşinin kendisine gülümseyen fotoğrafının yanına 
koydu. Orada kocasının koltuğunda oturup saatlerce güller ve fotoğrafı 
seyretti sessizce. Bitmek bilmeyen bir yıl geçti. Yapayalnız ve hüzün 
dolu bir yıl. Sonra bir sabah kapı çalındı.. Tıpkı eski günlerde olduğu 
gibi. Kırmızı gülleri, üzerinde küçük kartıyla birlikte 
eşikteydi. Sevgililer Günü'nü kutluyordu. Gülleri içeri aldı. Şaşkınlık 
içinde doğru telefona gitti. Çiçekçi dükkanını aradı. Onu bu kadar 
üzmeye kimin hakkı vardı? 
"Biliyorum" dedi, çiçekçi.. " Eşinizi geçen yıl kaybettiniz. Telefon 
edeceğinizi de biliyordum. Bugün size yolladığım gülleri çok önceden 
ısmarlamış, parasını da ödemişti. Hep öyle yapardı zaten, hiç şansa 
bırakmazdı. Dosyamda talimat var.
Bu çiçekleri size her yıl yollayacağım. Bir de özel kart vardı, kendi el 
yazısıyla. Bilmeniz gerek diye düşünüyorum. Ölümünden sonra çiçeklere 
iliştirmemi istediği kart..."
 Rose, hıçkırıklar arasında teşekkür ederek 
telefonu kapattı. Parmaklari titreyerek zarfı açtı. 
"Merhaba gülüm" diye başlıyordu, kart.
"Bir yıldır ayrıyız. 
Umarım senin için çok zor olmamıştır. Yalnızlığını ve acılarını 
hissedebiliyorum. Giden sen, kalan ben olsaydım neler çekerdim kimbilir? 
Sevgi paylaşıldığında yaşamın tadına doyum olmuyor. Seni kelimelerle 
anlatılmayacak kadar çok sevdim. Harika bir eştin, dostum, sevgilim 
benim... Sadece bir yıldır ayrıyız. 
Kendini bırakma. Ağlarken bile mutlu olmanı istiyorum. Onun için bundan 
sonraki yıllarda güller hep kapımızda olacak. Onları kucağına aldığında 
paylaştığımız mutluluğu ve kutsandığımızı düşün. Seni hep sevdim. Her 
zaman da seveceğim. Ama yaşamalısın. Devam etmelisin. Lütfen. 
Mutluluğu yeniden yakalamaya çalış. Kolay değil, biliyorum ama bir yolunu 
bulacağına eminim... 
Güller, senin kapıyı açmadığın güne dek gelmeye devam edecek. O gün 
çiçekçi beş ayrı zamanda gelip kapıyı çalacak, eve dönüp dönmediğini 
kontrol edecek. Beşinciden sonra emin olarak gülleri ona verdiğim yeni 
adrese getirip seninle yeniden ve ebediyen kavuştuğumuz yere bırakacak.


Mert Ökter'den mesaj: Herkese selam ve sevgiler...

Bazılarımız belki öyküdeki gibi bir sevgiyi daha önce yaşadı, bazılarımız 
yaşayacak, kimbilir bazılarımız belki bunu hiç tadamayacak... Belki 
bilenler bilmeyenlere, yaşayanlar yaşamayanlara anlatır ne dersiniz? 
Bence bilenler anlatsın, paylaşsın, bilmeyenlerde üzülmesin. Benzer bir 
sevgiyi bulmak umudu bile, onu bir ömür boyu her taşın altında aramaya 
değebilir. 
Hepimizin bir gün doğru taşı kaldırmasını diliyorum dostlarım.

Sevgiyle kalın..

Not: Sayın Mert Ökter'e teşekkür ederiz.
e-posta: mert@mertsoft.com.tr 

 

 

Yorum Ekle Yorumları Listele
105. Sayı önceki yazı 105. Sayı sonraki yazı
Dostluk ve Sevgi Önceki Yazı Dostluk ve Sevgi Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye