| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları


MESEL

O yıl New York'ta kış, nisanın sonuna kadar uzamıştı. Kör olduğum
ve yalnız yaşadığım için çoğunlukla evde kalmayı yeğledim.
Sonunda bir gün soğuk hava gitti; bahar kendini gösterdi. Hava
coşkulu bir kokuyla dolmuştu. Arka bahçeye bakan pencerenin
önünde küçük, neşeli bir kuş devamlı cıvıldıyor, sanki beni
dışarıya çağırıyordu.
Nisan ayının değişken havasını bildiğimden kışlık mantoma
sarıldım. Fakat havanın değişmesi üzerine yün kaşkolumu, şapka ve
eldivenlerimi bıraktım. Üç çatallı bastonumu alıp neşeyle
sundurmaya çıktım ve kaldırımın yolunu tuttum. Yüzümü güneşe
doğru kaldırıp, onu selamlayan bir gülümseme sundum.
Sessiz çıkmaz sokağımızda yürürken kapı komşum "Merhaba" diyerek
seslendi ve gideceğim yere götürmeyi teklif etti: "Hayır,
teşekkür ederim. Şu bacaklar bütün kış dinlendi. Eklemlerimin
harekete ihtiyacı var. Bu yüzden yürüyeceğim" diye cevap verdim.
Köşeye vardığımda alışkanlıkla durdum. Birinin gelip yeşil ışık
yandığında beni karşıya geçirmesini bekledim. Nedense bu sefer,
öncekilere göre daha uzun süre beklemiştim ve hala hiç kimse
teklifte bulunmamıştı. Sabırla beklerken, eskiden hatırladığım
bir melodiyi mırıldandım; çocukken öğrendiğim "Hoş geldin
bahar..." şarkısıydı.
Birden güçlü bir erkek sesi konuştu: "Sesinizden çok neşeli bir
insan olduğunuzu hissettim. Sizinle caddeyi birlikte geçme
şerefini bağışlar mısınız bana?" Kibarlıkla iltifat görünce
gülerek başımı salladım ve duyulabilir bir sesle "Evet" dedim.
Kibarca koluma girdi ve birlikte kaldırımdan yola indik. Yavaşça
yolun karşısına geçerken, konuşulabilecek en iyi konudan, havadan
konuştuk. Adımlarımızı birlikte atarken hangimiz rehber, hangimiz
yardım alıyor, belli olmuyordu. Yolun karşısına varmamıza az kala ışığın
değiştiğini anlatırcasına kornalar sabırsızca çalınmaya başladı. Kaldırıma
çıkmak için birkaç adım daha attık. Ona dönüp, bana eşlik ettiği
için teşekkür etmek üzere ağzımı açmıştım ki, ben daha bir şey
söylemeden o konuştu: "Bilmem farkında mısınız? Sizin gibi neşeli
bir insanla karşıya geçmek benim gibi bir kör için ne kadar
muhteşem bir şey".
O bahar gününü hiç unutmayacağım.

"Bazen evrende kendimizi en yalnız hissettiğimizde, sıkıntımızı
atlatmak ve farklılığımızı ve yalnızlığımızı hafifletmek için
Tanrı bize, aynadaki aksimiz gibi bir ikiz gönderir."

Charlotte Wechler 


Yorum Ekle Yorumları Listele
103. Sayı önceki yazı 103. Sayı sonraki yazı
Dostluk ve Sevgi Önceki Yazı Dostluk ve Sevgi Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye