| Önsöz | Arama | Üyelik | Sohbet | Alış-Veriş | www.netyorum.com   
Ajanda
Seçtiklerimiz
Arşiv
Yazarlar
Yorumlar

Bölümler

Köşe Yazıları
Teknoloji
Sanat
Soru & Cevap
Dostluk & Sevgi
Eğlence
Geçmiş Zaman Olur ki

Konular

Sinema
Müzik
Kitap
Sözler
Oyunlar
Ürünler
Mekan
 
 
Reklam Fiyatları

İzleyici Mesajları

Elektronik posta :
bilgi@netyorum.com

 
 
Bu sayfayı arkadaşınıza göndermek için tıklayın.

 
 
Açılış sayfası yapmak için tıklayın.

Sık kullanılanlar listesine eklemek için tıklayın.

 

Eski Sayıları


HIZ ve CEZA

 

Jack, yavaşlamadan önce göstergeye baktı. Hız limitinin 50 olduğu yerde 73 ile gidiyordu ve son dört ay içerisinde dördüncü defa polis tarafından durduruluyordu. Bir insan nasıl bu kadar şanssız olabilirdi?

Jack arabasını sağa çekti. "İnşallah şu anda yanımızdan daha hızlı bir araba geçer" diye düşünüyordu.

Polis elinde kalın bir not defteri ile arabadan indi. Bob? Bu polis kiliseden Bob değil mi?

Jack, iyice arabasının koltuğuna sindi. Bu durum bir cezadan daha kötüydü. Kiliseden tanıdığı bir polis, arkadaş olduğuna bakmaksızın birini durduruyordu. Hem de hızlı gidip, trafik kurallarını ihlal ettiği için.

"Merhaba Bob. Birbirimizi yeniden böyle görmemiz çok ilginç"

"Merhaba Jack" Bob gülümsemiyordu.

"Beni, karımı ve çocuklarımı görmek için eve giderken yakaladın"

"Evet öyle" Bob umursamaz görünüyordu.

"Son günler eve hep çok geç geldim. Çocuklarım beni uzun süredir hiç görmedi. Ayrıca Diana bana bu aksam patates ve biftek yiyeceğimizi söyledi. Ne demek istediğimi anlıyor musun?"

"Evet, ne demek istediğini anlıyorum. Ayrıca trafik kurallarını ihlal ettiğini de biliyorum" diye cevapladı Bob.

"Eyvah! Bu taktik fazla işe yaramayacak gibi. Taktik değiştirmek gerekli" diye düşündü Jack. "Beni kaç ile giderken yakaladın?"

"Yetmiş. Lütfen arabana girer misin?" dedi Bob. 

"Ah Bob, bekle bir dakika lütfen. Seni gördüğüm anda göstergeye baktım. Sadece 65 ile gidiyordum."

"Lütfen Jack, arabana gir" diye üsteledi Bob.

Jack canı sıkkın bir şekilde arabasına girdi, kapıyı çarparak kapattı. Bob not defterine bir şeyler yazıyordu. "Bob niye benim ehliyetimi ve araba ruhsatını istemiyor ki" diye düşündü Jack. Ne olursa olsun, bundan sonra kilisede bu adamın yanına oturmaktansa, birkaç Pazar Jack kiliseye gitmeyecekti.

Bob kapıyı tıklatıyordu. Jack arabasının penceresini 5 cm kadar açtı. Bob, Jack'a bir kağıt verdi ve gitti.

"Ceza değil bu" diye kendi kendine söylendi Jack. Bir anda sevinmişti.

Bu bir yazıydı ve kağıtta şunlar yazıyordu:

"Sevgili Jack, benim bir kızım vardı. Altı yaşındayken çok hızlı araba kullanan biri tarafından öldürüldü. Bu kazadan dolayı, adam cezalandırıldı. 3 ay hapishane cezasıydı bu. Bu adam hapishaneden çıkınca kendi çocuklarına sarılıp, öpüp, onları tekrar koklayabildi. Ama ben... Benim kızımı tekrar koklayabilip, öpebilmem için, cennete gidinceye kadar beklemem gerekiyor. Bin defa adamı affetmeye çalıştım. Bin kere de başardığımı zannettim. Belki başarmışımdır, ama hala kızımı düşünüyorum. Lütfen benim için dua et ve dikkat et Jack, tek bir oğlum kaldı."

Jack, 15 dakika kadar bir süre yerinden kıpırdayamadı. Daha sonra kendine gelip, yavaş yavaş evine gitti. Evine varınca, çocuklarına ve karısına sıkıca sarıldı. 

Hayat çok değerli, sürekli dikkat et. Dikkatli araba kullan ve başkalarının hakkına saygı göster. Hiçbir zaman unutma, istediğin kadar araba satın alabilirsin, ama insan hayatını... 

Gerçekten ilginç. İnsanlar elektronik posta kutularına fıkra veya eğlendirici türden bir haber geldiği zaman, fazla düşünmeden bunu adres listelerindeki tüm arkadaşlarına gönderiyorlar.

Fakat yukarıdaki gibi üzerinde düşünülmesi gereken bir mesaj olursa, bunu arkadaşlarına gönderip göndermeme konusunda defalarca düşünüyorlar ve sonuçta adres listelerindeki herkese göndermiyorlar. Bu mesajı adres listenizdeki herkese göndereceğiniz umuduyla...

 


Yorum Ekle Yorumları Listele
84. Sayı önceki yazı 84. Sayı sonraki yazı
Dostluk ve Sevgi Önceki Yazı Dostluk ve Sevgi Sonraki Yazı
Her hakkı saklıdır. All rights reserved. netyorum.com © 2000-2005 İstanbul-Türkiye